tag:blogger.com,1999:blog-35105364674762065502024-03-05T03:03:28.588-08:00Bon BonYaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.comBlogger18125tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-46305520020130613742017-10-19T12:42:00.000-07:002017-10-19T12:42:41.202-07:00Basketbola bağlılığımızı bildiririz!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE5EP1S4qYso0IMC24914LccoLIhVyb9yDuqaUh9rh3VK9xMSYlLWg3toDmsnVJSzDwn6rwkfCCrHRuvCMPxDr3Dx7-WKYt3yymQGUj61hevvaGSKKgCCs8B7u6ydAndbpwRUwo-sO_Oc/s1600/Euroleague-Logo-1600x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjE5EP1S4qYso0IMC24914LccoLIhVyb9yDuqaUh9rh3VK9xMSYlLWg3toDmsnVJSzDwn6rwkfCCrHRuvCMPxDr3Dx7-WKYt3yymQGUj61hevvaGSKKgCCs8B7u6ydAndbpwRUwo-sO_Oc/s320/Euroleague-Logo-1600x1200-Wallpaper-BasketWallpapers.com-.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 14pt;">‘Bilmezdik
şarkıların bu kadar güzel, kelimelerinse kifayetsiz olduğunu’* kalbimize
basketbol ateşi düşmeden önce… Biz basketbolu en çok ’12 Dev Adam’la ve
şarkısıyla sevdik. Her maçta bağıra çağıra söyledik. Şimdi başka bir rüyanın
peşinde basketbola bağlılığımızı yeniden bildiriyoruz. Hep bir ağızdan ‘I Feel
Devotion’ diyoruz!</span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Spor ve müzik birleşince… <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Maç dediğin şeye el ele kol kola gidilir. Yenilir, içilir,
sevinilir, ağlanır ama en çok hep bir ağızdan şarkı söylenir. Şarkılar
tezahüratlara, aşklar; futbola, basketbola dönüşür. Tribünlerden yükselen bu
sesler zaman içinde kulüplere, kupalara, şampiyonalara ilham kaynağı olmuş ve
bir çok özel organizasyon için, önemli sanatçılara kupa şarkıları, milli takım
marşları sipariş edilmiştir. Bu organizasyonlara en güzel örnek 80’lerden beri
süregelen bir gelenekle 4 yılda bir yeni bir şarkıyla karşımıza çıkan FIFA
Dünya Kupası’dır. Sporun gelişimine paralel bir hızda ilerleyen müzik sektörü
günümüzde, özellikle Dünya Kupası söz konusu olduğunda tüm imkanlarını seferber
etmektedir. Yaklaşan Brezilya 2014’ün kupa şarkısı, popüler müziğin en üretken isimlerinden
Pitbull’a emanet edildiğini yakın zamanda hepimiz öğrendik. ‘We are One’ (Biz
Biriz) adını taşıyan şarkıya ses verecek diğer ünlüler de yine çok popüler bir
isim Jennifer Lopez ve Brezilya’nın önemli seslerinden Claudia Leitte. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Şarkım Sevgi Üstüne**<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Dünya Kupası’nın unutulmaz şarkılarına, futbolun
mabetlerinden yükselen neredeyse saygı duruşunda dinlediğimiz Şampiyonlar Ligi
şarkısına, Brit rüzgarlarıyla tüm dünyaya ulaşan ve asla yalnız yürümememizi
öğütleyen ‘You’ll Never Walk Alone’a ilerleyen
satırlarda değineceğiz. Biz şimdi hızlıca konumuza dönüş yapalım ve mini ‘I
Feel Devotion’ dosyamızı açalım. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Aslında ‘I Feel Devotion’ı (Bağlılığı Hissediyorum) 2006
yılında duymaya başladık. Ama asıl etkisini görmek için 2013’e kadar beklememiz
gerekti. Beklerken de bugüne kadar yapılmış en güzel basketbol marşlarından
biri ’12 Dev Adam’ bu topraklardan çıktı ve Türkiye A Milli Basketbol Takımı,
Athena’nın şarkısının yarattığı itici güçle önemli başarılara imza attı. “Kalbimizden
kopuyor bu şarkı sana, sanmasınlar ikimiz ayrı yollarda” diye başlayan 12 Dev
Adam marşı, sözlerinden de anlaşılacağı üzere basketbol sevgisine bir
güzellemeydi. 2001 yılında Türkiye’de düzenlenen Avrupa Basketbol
Şampiyonası’nda dinlemeye başladığımız şarkı, o günlerde Avrupa basınında da
övgüyle bahsedilen bir basketbol olayı haline gelmişti. 12 Dev Adam da şarkıdan
ve taraftarlardan aldığı güçle Avrupa 2.’si olmuştu. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Bu ara
bilgiden sonra ‘I Feel Devotion’a yeniden döndüğümüzde karşımıza, 2009 yılında
şarkıyı söyleyip Euro League’e gönderenler arasında gerçekleşen ödüllü bir
yarışma çıktı. Ödül, Euroleague’ın bir sonraki yıl tanıtım filminde oynamak bir
anlamda ünlü olmaktı. Günümüzde ise şarkı Euroleague tarafından bir tanıtım
aracı olarak, NBA’in sloganı ‘I Like This Game’ ile Şampiyonlar Ligi’nin
şarkısı arasında bir yere konumlanmak isteniyor. Hatta Euroleague’in sloganı
bile ‘I Feel Devotion’. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Bağlanma korkusu… <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Gelelim
Euroleague’in tüm bu tanıtım telaşı içinde gözden kaçırdığı küçük ayrıntılara.
Euroleague’in resmi sitesinden ‘I Feel Devotion’ın bestecisi, yapım yılı gibi
önemli bilgilere maalesef ulaşamadım. Konuyla ilgili Euroleague’e gönderdiğim
e-posta’ya cevap alamadım. İnternette yaptığım çok derin araştırmalar da
sonuçsuz kaldı. Bağlılığın bu kadar yoğun olduğu bir şarkıyla ilgili yetkili
makamlara bağlanamamak açıkçası beni biraz korkuttu. Ama bu demek değil ki her
maçtan önce ayağı kalkıp bu şarkıyı söylemeyeceğim. Basketbola bağlılığımızı İsmet
Badem’in yıllarca söylediği gibi ‘Yüzünüzden tebessüm, kalplerimizden basketbol
sevgisi eksik olmasın” sözleriyle bir kez daha bildiriyoruz. Çünkü ‘I Feel
Devotion’. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">*Orhan Veli’nin ‘Anlatamıyorum’
şiirinin girişi. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">**Seyyal Taner ve Lokomotif’in 1987
yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil ettiği parça. <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div style="border: solid windowtext 1.0pt; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-element: para-border-div; padding: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt;">
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Bu Şarkıları Unutursak
Kalbimiz Kurusun!<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">You’ll Never Walk
Alone: </span></b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">(Asla Yalnız
Yürümeyeceksin) <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Liverpool tribünleriyle özdeşleşen ve fena halde
hayata benzeyen futbolu en güzel özetleyen bu şarkı, aslında Rodgers ve Hammerstein
müzikali için yazılmıştır. 1963 yılında, İngiliz grup Gerry and The Pacemakers
şarkıyı yeniden yorumlamış ve ‘You’ll Never Walk Alone’ bu haliyle aynı yıl
Liverpool’un stad hoparlöründen ilk yükselişinden bugüne takımın resmi şarkısı
olmuştur. Ayrıca şarkının sözleri </span><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">2 Ağustos 1982'de Liverpool’un
eski yöneticlerinden<span class="apple-converted-space"> </span></span><a href="http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Bill_Shankly&action=edit&redlink=1" title="Bill Shankly (sayfa mevcut değil)"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">Bill Shankly</span></a><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">'nin
onuruna<span class="apple-converted-space"> Liverpool’un stadı </span></span><a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Anfield_Road" title="Anfield Road"><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">Anfield
Road</span></a><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%; mso-bidi-font-family: Arial;">'un girişine yazılmış, 1985’te yaşanan<span class="apple-converted-space"> </span>Bradford
yangınında yaşamını yitiren bir taraftar anısına da şarkı yeniden
kaydedilmiştir.</span><span style="font-family: "Arial","sans-serif"; font-size: 10.0pt; line-height: 115%;"> <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Şampiyonlar Ligi
Şarkısı: </span></b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Futbolun en
güzel fon müziklerinden Şampiyonlar Ligi Şarkısı’nın orjinali, 18. Yüzyıl’ın
önemli bestecilerinden Alman George Frideric Handel’in ‘Zadok the Priest,
Coronation Anthem No. 1 uzun isimli eseri. UEFA’nın görevlendirdiği bir diğer
besteci Tony Britten tarafından modernize edilen şarkı, Kraliyet Filarmoni
Orkestrası tarafından yeniden yorumlanmış ve organizasyonun 3 resmi dili olan İngilizce,
Almanca ve Fransızca’yı içeren sözler yazılarak bugünkü şeklini almıştır. <b><o:p></o:p></b></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Dünya Kupası Şarkıları:
</span></b><span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">İlk FIFA Dünya Kupası
şarkısı 1962 yılında Şili’nin ev sahipliği yaptığı kupada Los Ramblers
tarafından seslendirilen ‘El Rock del Mundial’dir. Yıllar içinde en çok dikkat çeken Dünya
Kupası şarkıları ise;<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">-1982 İspanya ‘<a href="http://en.wikipedia.org/wiki/Pl%C3%A1cido_Domingo" title="Plácido Domingo"><span style="color: windowtext; text-decoration-line: none;">Plácido Domingo</span></a> – Mundial ‘82’ <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">-1998 Fransa ‘Ricky Martin – La Copa de la Vida’<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">-2002 Güney Kore & Japonya ‘Anastacia – Boom’<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="border: none; mso-border-alt: solid windowtext .5pt; mso-padding-alt: 1.0pt 4.0pt 1.0pt 4.0pt; padding: 0cm;">
<span style="font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">-2010 Güney Afrika ‘Shakira – Waka Waka’ <o:p></o:p></span></div>
</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-52298994162102836732012-12-30T13:56:00.002-08:002012-12-30T14:05:21.688-08:00<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<h2>
<b>yaşadıkça sevesim var...</b></h2>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQU9UTGerHJCRxFyBkiQPMl_H5kTcq5IMlSLTIUVQUbc-62GAFHPx1N7OaOHYNNKqkVw80MBFWP-mTS-Itm9qZMTSrJaeg7ilT1pdxX4l1MR5-S3eKvWz_dJGQNk0bBvOaN_ALOlmlq1s/s1600/blog.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQU9UTGerHJCRxFyBkiQPMl_H5kTcq5IMlSLTIUVQUbc-62GAFHPx1N7OaOHYNNKqkVw80MBFWP-mTS-Itm9qZMTSrJaeg7ilT1pdxX4l1MR5-S3eKvWz_dJGQNk0bBvOaN_ALOlmlq1s/s320/blog.jpg" width="320" /></a></div>
<br />
<br />
2012'ye dair uzun uzun yazacaktım ama bitiyor zaten.. Güzel şeylerle hatırlamak istiyorum.. Madem gidiyor.. Arkasından konuşmak olmaz..<br />
<br />
<b>- Doğum günüm:</b> Yeğenim Beril 14 yaşında. Geçen okuldaki yıl sonu eğlencesi için "hayatımda geçirdiğim en güzel partiydi" yazmış. Ben de "len hayatın ne kadar" diye dalga geçtim onunla. Demem o ki kaç yaşında olursanız olun bazen bir gün, bir an 'unutulmaz' oluyor.. Bir sebeple, bin dostla, bir sürprizle.. 19 Mayıs'ta beni sarıp sarmalayan tüm minnoşlarıma bir kez daha yürek dolusu teşekkürler.<br />
<br />
<b>- Erovision Şarkı Yarışması:</b> Doğaçlama gelişip, biraz zorlamayla Kıvanç'lara çöktüğümüz Eurovision Finali de unutulmaz gecelerimizden biri oldu. 2013'te katılmayacak oluşumuza çok üzülmemizin sebebi bu yıl yaşadığımız şamata olabilir. Keşke katılsaydık. Ama olsun biz yine bir sebep bulur eğleniriz.<br />
<br />
<b>- Morrissey Konseri: </b>Son anda davetiye bulduğum için konserin büyük bir bölümünü bir taşın üzerinde izledim. İçimden de "dünyanın neresinde olursam olayım bir taşın üzerinde Morrissey dinleyebilirim" dedim. Hem dokunaklı, hem hüzünlü hem de çok güzeldi.<br />
<br />
<b>- İlhan İrem Konseri: </b>Türkay'ı sürükleyerek götürdüğüm bilmem kaçıncı konser. Ama ne konser. Bildiğin ayin. Kafamda hala Don Kişot çalıyor.<br />
<br />
<b>- Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı:</b> 2013'te kitap yazmakla ilgili daha büyük hayallerimiz var ama 2012'de bir ilk gerçekleşti ve Yitik Ülke tarafından yayınlanan, Tuhaf Alışkanlıklar Kitabı'nda 'bir tuhaf' olarak yer aldım.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<b>bir de..</b> Babam beni bir Neşet Ertaş türküsüyle sever.. "dane dane benleri var yüzünde" diye diye.. ben de en çok 'yalan dünya' türküsünü severim Neşet Baba'nın.. "sana karşı benim hayalim çoğdu" diye diye..<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
yeni yıl dileklerim yarın.. şimdilik diyebileceğim en başta yazdığım..<br />
<br />
<br />
<br />Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-32105765482087934102012-10-21T11:53:00.002-07:002012-10-21T11:53:47.885-07:00<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCTrkBwiGGSzL4KpO11l2VMBTJ5CaLc-0j6je4pNiGAV4C1eBvHIehYwq84efKsiUt8sMfkYcM0KZ7xN6R3MRW7oiL00Kdj8gi9TDBna8LgmZ_b07MP_e_7aO-0RS5K6T0slySbNDk02M/s1600/Cem+Karaca.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="218" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCTrkBwiGGSzL4KpO11l2VMBTJ5CaLc-0j6je4pNiGAV4C1eBvHIehYwq84efKsiUt8sMfkYcM0KZ7xN6R3MRW7oiL00Kdj8gi9TDBna8LgmZ_b07MP_e_7aO-0RS5K6T0slySbNDk02M/s320/Cem+Karaca.jpg" width="320" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<h2>
Araba Plakasından Fallar... </h2>
<br />
Çocukluğumun ve ilk gençliğimin en önemli figürlerinden biriydi Cem Karaca. İncecik<br />
bedeni, kocaman sesi, aşık olduğum karizmasıyla her şarkısını ezbere bilir onunla<br />
tanışacağım günün hayalini kurardım. Bütün şarkılarını severdim… En çok sevdiğim<br />
şarkısı konusunda hala kararsızlık yaşıyorum. Ama bir şarkısı var ki o şarkı yüzünden<br />
ben hala her gün araba plakasından fallar tutuyorum.<br />
<br />
Cem Karaca’nın ‘Tamirci Çırağı’nı hepimiz biliriz. ‘Kahya Yahya’ da benim için<br />
tamirci çırağıyla aynı mahallenin diğer bıçkını gibidir. 1990 tarihli ‘Kahya Yahya’<br />
şarkısında Cem Karaca, yine sınıf farkını işaret eder. Kızımız kim bilir kimin nesidir<br />
ama o sadece kahyadır, Yahya’dır. Şarkıyı ilk dinlediğim günü hatırlıyorum. Kuşadası<br />
Altın Güvercin Şarkı Yarışması vardı. Bir cumartesi gecesiydi. Evde ailecek TV’nin<br />
karşısındaydık. O’nun katılacağını bile bilmiyordum. Her zamanki gibi “Gençler ve<br />
daima genç kalanlar” diyerek sahneye çıktı ve ‘Kahya Yahya’yı söyledi. Tabii ki birinci<br />
oldu ve ben ağladım. Daha da önemlisi şarkı sözlerini yazdım edebiyat defterime.<br />
Sonra ikinci dizesindeki “Araba Plakasından Fallar Tutmuşum” cümlesini taktım<br />
kafama. Araba plakasından nasıl fal tutulurdu? O dönemde araştıracağım fazla<br />
kaynak yoktu. Ben de kafamdan bir fal uydurdum.<br />
<br />
Araba plakasından fal tutmanın ilk şartı plakada adınızın baş harfinin olması. Hangi<br />
sırada olduğunun bir önemi yok. Baş harfinizi görünce hemen plakadaki sayıları<br />
toplayıp 1 ile 9 arasındaki bir rakamı elde ediyoruz ve her rakamın bir kelime karşılığı<br />
var. Şöyle ki; 1-Aşık, 2-Dürüst, 3-Yalvarıyor, 4-Öpmek İstiyor, 5-Mektup İstiyor (takdir<br />
edersiniz ki günümüzde mail ya da mesaj oluyor), 6-Evlenmek İstiyor (umut dünyası)<br />
7-Resim İstiyor, 8-Seviyor, 9- İstemiyor… Bu fal 90’larda kızlar arasında ‘adyömersi’<br />
olarak da bilinirdi. Şimdi yaptığım araştırmada Fransızca ‘a dieu merci’ cümleciğinden<br />
geldiğini ve anlamının “Tanrım sana şükürler olsun” dileği olduğunu öğrendim.<br />
<br />
Cem Karaca ile tanışma hikayeme gelince… Barışarock’tı. 2003’ün Ağustos<br />
sıcağıydı.. Saatlerce beklediğimi, sonra O’nu gördüğümü, sahneye çıkmadan<br />
aralardan sıyrılıp O’na sarıldığım anı hatırlıyorum. Sonrası da araba plakasından<br />
tutulan fallar, özlemler, acılar ama en güzeli de hatıralar.Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-90452836217243149742012-09-23T07:47:00.007-07:002012-09-23T07:48:14.795-07:00<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb5XMCocYxbw4wUep7BT7k-wDiR081LI6NeJGAVrsSfZjEJ0aGzxbaXvt0sBtMBX6_K7DoPUjDnCrRDzWOVpIZWdemOT-oCIvSBKbXyv6OKxqX2QsvZTsaeR_11kew_LN-g0oTVu3Zxg8/s1600/1348410824338.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjb5XMCocYxbw4wUep7BT7k-wDiR081LI6NeJGAVrsSfZjEJ0aGzxbaXvt0sBtMBX6_K7DoPUjDnCrRDzWOVpIZWdemOT-oCIvSBKbXyv6OKxqX2QsvZTsaeR_11kew_LN-g0oTVu3Zxg8/s1600/1348410824338.jpg" /></a><br />
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Ayrılıkların
da sonu var…</span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">İlhan İrem’e olan sevgimi, saygımı The Cure ve
Depeche Mode ekseninde büyümemle ve tuş seslerine düşkünlüğümle açıklayabilirim.
Onu tanımam sevmem zor olmadı özetle. Bütün kasetleri var bizde. Birkaç da
plağı. Her şarkısını ezbere bilirim. Sadece sözlerini de değil, gitar
sololarına kadar. O yüzden dün geceki konser başından sonuna bir rüya gibiydi
benim için. Işıkla ve aşkla dolu bir adamın 2 saatlik ayinine katıldık. Kuruçeşme
Arena, bu tür özel konserlerde daha da büyülü bir atmosfer oluyor. Ay ışığı,
yakamozlar derken uçup gidiyorsunuz. Ama asıl uçacak olan bu güzel konser
mekanı. Malumunuz oraya da otel yapacaklar. Neyse ki oteli dün gece yapmaya
kalkmadılar da çocukluğumun en önemli rock figürlerinden İlhan İrem’i doya doya
dinledik. Elif annesi Aynur Abla ile gelmişti. Ben de Türkay’ı sürükledim
yanımda. ‘Aşk İstanbul’da’ konseri 21.30’da ‘Son Selam’ ile başladı. Biz tam o
sırada koşarak yerimizi bulduk ve oturduk. Oturduk diyorum çünkü sahne önü
dahil oturmalı bir konser düzeni vardı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Işık
ve sevgi… <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Bilenler bilir İlhan İrem, her konserine ışık ve
sevgiyle başlar. Öyle de bitirir. Dün gece O’nun çağrısına kulak verenler çok
güzel bir konserin yanı sıra; şarkı aralarında ülkenin içinde bulunduğu duruma
ilişkin önemli görüşlerine, bu kaosta kendi yerini çok iyi belirleyen, kendini
çok güzel ifade eden haline de tanıklık ettiler. İşte Hayat’ı, Boş Ver Arkadaş’ı,
Don Kişot’u hep birlikte söyledik. Beş bin kişi ‘Hayır Ben Değilim’in sonunda ‘Hayır’
diye bağırdık. Sesimiz, isyanımız bir yerlere gitmiştir diye dua ettik. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Konuşamıyorum..
Anlasana..<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">İlhan İrem, en sevdiklerimizden ‘Konuşamıyorum’un
sonunda <b><i>“Bütün her şey ‘Konuşamıyorum’la ‘Anlasana’ arasında gidip geliyor 40
yıldır”</i></b> dedi ve ‘Anlasana’ya geçti. Bütün şarkılardaki heyecanı ve
samimiyeti çok güzeldi. Konfetiler patlayıp konser bitince çağrımıza kulak
verip yeniden sahneye çıktı ve sahnenin önünün oturmaktan vazgeçip ona ulaşmaya
çalıştığı güzel bir atmosferde 2 şarkı daha söyledi. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">İyi
- kötü… <o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">En başta davulda Aydın Karabulut olmak üzere orkestra
anlamında kusursuz bir performans sergileyen ‘Grup Sevecen’, uzun uzun
dinlediğimiz ney, çok güzel bir ışık ve sahne tasarımı, semazenler ve bir
şarkıda izlediğimiz balerin konserin artılarıydı. Konsere bilmeden gelen
aralarda espri yaptığını sananlar da eksileri. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></b></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="MsoNormal">
<b><span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">Ayrılık…<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;">İlhan İrem’e nefis bir konser DVD yakışır. Keşke yapılsa.
O küsmüş biri değil bence. Öz bir adam sadece. <o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfdS1mdvmVeLUd5mDZtkjl4kFU4WjuXJ1Kfmb8q3dvKGyW393_l-Bvo5sSFWwb-DshIq-8uQZRxAmwR5fq4JaKxm5Cm6GiIGpg2KtHr2f07QjHfmpP-tzk5l_Ts3RcLMGCqRavmhIXQaQ/s1600/1348411025056.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="298" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfdS1mdvmVeLUd5mDZtkjl4kFU4WjuXJ1Kfmb8q3dvKGyW393_l-Bvo5sSFWwb-DshIq-8uQZRxAmwR5fq4JaKxm5Cm6GiIGpg2KtHr2f07QjHfmpP-tzk5l_Ts3RcLMGCqRavmhIXQaQ/s400/1348411025056.jpg" width="400" /></a></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: "Trebuchet MS","sans-serif"; font-size: 14.0pt; line-height: 115%;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal">
<span style="font-family: Trebuchet MS, sans-serif;"><span style="font-size: 19px; line-height: 21px;">fotoğraflar: <b>elif durgun</b></span></span></div>
Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-41351968048542681292012-05-27T06:20:00.004-07:002012-05-27T06:20:47.018-07:00<b>Şarkılar Bir Oyundur..</b><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0DROiNuEcwkdmQvYISOeZta9cbp8duDMX3u7YnkEMcO5iwic9eD2ViEEWXPlNTh-7UOy2vLY2IipA_jllMPUjE1b3rQaFG0236K_TFI2qJ0r9sUmOaByIO2ADV0rwFkqOm1b7hMPKhs/s1600/images.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI0DROiNuEcwkdmQvYISOeZta9cbp8duDMX3u7YnkEMcO5iwic9eD2ViEEWXPlNTh-7UOy2vLY2IipA_jllMPUjE1b3rQaFG0236K_TFI2qJ0r9sUmOaByIO2ADV0rwFkqOm1b7hMPKhs/s1600/images.jpg" /></a></div>
<br />
<br />
Eurovision adı üstünde bir şarkı yarışması. Hal böyle olunca da yıllar içerisinde müzikal yönü arka planda, şov ve vokal yönü önde bir yarışamaya dönüştü Eurovision. Ne yalan söyleyeyim çocukluğumdan beri bütün finalleri izledim. Bu konuda iyiyim. Komşuları bilirim.<br />
<br />
Şaka bir yana son 5-6 gündür yarışmayı bir arada izlemek için bir yer aradık durduk. Sesi açamayız diyen mekanları, sosyalleşmek istemeyen arkadaşları aşıp Kıvanç'ın evinde karar kıldık. Yollar da boştu ve hazır bir şekilde 21.30'da TV karşısındaydık. Sonlara doğru sıkılanlar, her ülkeye eğlenceli yorum yapanlar, Can Bonomo çıkınca duaya başlayanlar gibi rengarenk bir kitleydik. 10 kişiydik. Ağırlıklı tahmin İsveç yönündeydi. Bir yandan da twitter'a hakimdik. Oylamaya başladığında en büyük korkum Rusya'nın tatlı ninelerinin ciddiye alınmasıydı ki korktuğum başıma geldi. Evet renkliler, evet çok tatlılar ama şarkı diye bir şey yok ortada. 2. olmaları umarım bir işlerine yarar şu fani dünyada.<br />
<br />
Gelelim Can'a. Eurovision'a katılacağı ilk açıklandığında O'nu tanımayanlar, komik sandıkları yorumlar yapanlar dün gece modern, aydınlık, kafası çalışan, dimdik duran, zorlama olmayan çok eğlenceli ve güzel bir şarkıyla izlediler Can'ı. Ben de izledim. Elim kalbimde. "Haydeee" diye bağırarak. Eurovision sahnesinde onca bacağın, saçın, süsün püsün içindeki en duru şeydi Can. Bazılarımızın uğurlu sayısı 7. Bazılarımız için Eurovision'un 7. harikası Can. Benim içinse gönlümün 2.'si.. İsveç herkesin favorisiydi sözüm yok. Şarkı güzeldi. Hatta ben Eurovision için fazla güzel bu şarkı bile dedim. Ama bizim şarkımız da, şovumuz da Can'ımız da en güzeliydi. Komşu komşuya, 12 puan hep İsveç'e, ninelere saygı kuşağı derken ilk 3 tahminim yalan oldu.<br />
<br />
Umarım bu yarışma TeamBonomo'nun çok işine yarar da benim için başta Meczup ve Bana Bir Saz Verin olmak üzere yine çok güzel ve yeni şarkılarla, konserlerle eğleniriz, bir arada oluruz.Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-21497007321246023302011-12-24T07:17:00.001-08:002011-12-24T07:53:22.686-08:002011 Tortusu..<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifUsgI8R_tQ0RH-1Ni0eEoPJQERhczS_PCiFbHFnQAvkTJL3xnka2fHlbCV1B_XtuzyyceAkdH5Z0U37GUkpbaO_ZiKu3rD-jtjmfrrGJipP-vZxKKVli-tCIVxZIBrKdPCUgrROxOyzM/s1600/sonagac.jpg"><img style="display:block; margin:0px auto 10px; text-align:center;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEifUsgI8R_tQ0RH-1Ni0eEoPJQERhczS_PCiFbHFnQAvkTJL3xnka2fHlbCV1B_XtuzyyceAkdH5Z0U37GUkpbaO_ZiKu3rD-jtjmfrrGJipP-vZxKKVli-tCIVxZIBrKdPCUgrROxOyzM/s320/sonagac.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5689723477589146002" /></a><br /><div><br /></div><div><b>Madem yortulayamıyoruz.. O zaman tortulayalım..</b></div><div><br /></div><div><b>2011'de sahnede en çok izlediklerim dolayısıyla en çok dinlediklerim..</b> Kurban, Melis Danişmend, Cingi.. </div><div><br /></div><div><b>2011'de kalanlar..</b> Acıdır ama doğrudur Teoman ve REM 2011'de kalmıştır. </div><div><br /></div><div><b>2011'de gidenler..</b> Amy'nin ölümünü Murat'ın mesajıyla öğrendim.. "Yok yok yalan haberdir" dedim ama 1-2 saat sonra ofiste Amy anısına bir şeyler yaparken buldum kendimi.. Genç ölüm, cahil ölüm diyebiliyorum sadece.. </div><div><br /></div><div><b>Evde en çok dinlediklerim.. </b>İnsanın işi müzikle alakalı olunca, herkesin zevk için yaptığı şeyin içine bir takım zorunluluklar girince evde ister istemez bağır çağır Türkçe Pop (Sezen, Hande Yener, Ajda, Halil Sezai) ve başucu albümlerimin tamamını -The Cure' & Depeche Mode- dinledim.. Paralı da olsa ara ara 'Kaybedenler Kulübü' dinledim.. Ayça döndü diye sevinip net'ten dinledim.. Ama sonra netti bilemedim.. </div><div><br /></div><div><b>Yolda dinlediklerim.. </b>Her sabah bıkmadan usanmadan Geveze'yi dinledim.. Akşamları işten dönerken Cenk&Erdem, spordan dönerken Power Türk dinledim.. Cüneyt Kaşeler Lig Radyo'da olduğundan beri de cuma akşamlarımın vazgeçilmezi oldu.. </div><div><br /></div><div><b>İzlediklerim..</b> Behzat Ç (her türlü dizi - film - tanıtım - fragman) Leyla ile Mecnun (bir ara nasıl olsa izlerken ağlayacağım diye üzüntülerimi pazartesiye sakladım bu da 2011'in itirafı olsun) Bu yıl az film izledim.. Hangover 2 ve Due Date'i toplamda 20 kere falan izlemişimdir.. Evet 'Bir Zamanlar Anadolu'da'yı daha izlemedim. Bu nedenledir ki 'Bizim Büyük Çaresizliğimiz' benim 2011 filmimdir.. </div><div><br /></div><div><b>Okudukça...</b> Yine kendi yazarlarımı (Nick Hornby, Murat Menteş, Murat Uyurkulak) okudum.. Orhan Pamuk'un Saf ve Düşünceli Romancısı beni en çok zorlayan kitaptı. Doğu Yücel'in 'Varolmayanlar'ın yarısındayım.. Meraktan ölüyorum devamında ne olacak diye.. Bitince yazarım.. Sonunu değil hissettirdiklerini.. 2011 bitmeden bitireceğim.. </div><div><br /></div><div><b>Can boğazdan..</b> Yediklerimi yazmayacağım korkmayın.. Ocak'tan beri 10 kilo verdim.. Son 2-3 ay öncesine kadar kurallar dışına çıkmadım.. Sağlıklı olmanın ne şahane bir şey olduğunu anladım.. 2012'nin başında yine 3 aylık bir diyet olayımız var! </div><div><br /></div><div><b>Tanıştıklarım.. </b>Daha önce de yazmıştım.. Ben bu pilates işini çok sevdim.. Hem pilatesle hem de birbirinden güzel hocalarım Canan, Pırıl ve Ayşe'yle bu yıl tanıştım.. Hepsiyle tanıştıran Gamze'ydi.. O konuya da geleceğim :)</div><div><br /></div><div><b>Güneşi gördüm.. </b>Psikolojim kadar bünyem de hassas olduğu için ateşten ve hastalıktan güneşi gördüğüm 1-2 havale geçirdim.. Ama yırttım çok şükür :) </div><div><br /></div><div><b>Eğlence: </b>Arkadaşlarımla gittiğim her konser, çalıştığımız her festival güzel anılarla geçti. Ama Gamze'nin doğum gününde eğlendiğim kadar uzun zamandır eğlenmemiştim.. Bir o kadar süre daha aynı geceden olmaz her halde :) </div><div><br /></div><div><br /></div><div><b>Soldan Madruk yaklaşıyordu.. </b>2012 sonumuz olur mu bilmem ama her yıl sağlık, mutluluk, başarı dileyip; daha sağlıksız koşullarda haktan, adaletten yoksun, demokrasiden uzaklarda, içine kapanan, yılmış ama yıkılmamış bireylere dönüşüyoruz. 2012'de her ne olacaksa iyi bir şey olsun ve birdenbire olsun.. </div><div><br /></div><div>İyi şeyler birdenbire olur.. <span style="background-color: rgb(102, 51, 0); color: rgb(255, 255, 255); font-family: Verdana; font-size: medium; text-align: -webkit-auto; ">Oğuz Atay, Korkuyu Beklerken, sf. 42</span></div><div> </div><div><br /></div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-26069189633554451522011-12-03T06:37:00.000-08:002011-12-03T07:09:59.275-08:00Cingi 12<div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span"><u><br /></u></span></div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh08rIXAoUrtyKvWcgo59yUyGaRmrVdRF7FFPotlcdCuYodCVTUMioQd9dAorZyQQ3T2ph3UCMH417LWdwZjWODgY27itZocd4sO6XAz8CWhFiRz6QTK4mpoIbfnl-ripFMnK1qOdHY98k/s1600/462920811.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 212px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh08rIXAoUrtyKvWcgo59yUyGaRmrVdRF7FFPotlcdCuYodCVTUMioQd9dAorZyQQ3T2ph3UCMH417LWdwZjWODgY27itZocd4sO6XAz8CWhFiRz6QTK4mpoIbfnl-ripFMnK1qOdHY98k/s320/462920811.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5681917324764870514" /></a><div>Hemen söyleyeyim yazının başlığının 'Cingi 12' olma sebebi 21 Kasım'dan bugüne geçen 12 günün dolu dolu, çok güzel, çok yoğun, yorucu ama mis gibi Cingi ve ekibiyle geçmesi.</div><div><br /></div><div><b>21 Kasım Pazartesi: </b>Artık gelenekselleştiği üzere Cingi'yle birlikte bu kez yarı akustik, yarı elektrik Queen ve Freddie Mercury şarkılarından oluşan bir anma programı çektik. Cingi ve Dream TV ekibinin mesaisi sabah 10.00'da başlayıp, gece 01.00'e kadar sürdü. 3-4 minik krize rağmen ses düzeniyle, görselliğiyle ve içeriğiyle her şey mükemmeldi. </div><div><br /></div><div><b>24 Kasım Perşembe - 21.30 - Babylon: </b>Babylon'a girdik. Üst kata çıktık. Konser başladı. O kadar yoğun ve güzel bir geceydi ki aralarda hüzünlenip gülerken kaçırdığım bir çok şeyi Bora'nın çektiği fotoğraflara bakarken hatırladım. </div><div><br /></div><div><b>29 Kasım Salı: </b>Cingi'nin vokal dalında yarı finalde yarıştığı queenextrawaganza'da finale kalan isimler açıklandı. Kazananların en üst sırasında çığlık atarken emin olmak için 2-3 kez baktığım isim vardı. Selçuk Sami Cingi!</div><div><br /></div><div><b>02 Aralık Cuma:</b> Her ay Hayal Bistro'da solo geceler düzenleyen Cingi'ye bu kez büyülü sesiyle bizi uzak yerlerdeki okyanus kıyılarına götüren Melis Danişmend de eşlik etti. Melis'in Sır, Bin Doz Öfke ve Kettle'ını bu kez Cingi düzenlemeleriyle dinledik. Bir de Pearl Jam 'Jeremy' ve U2 'With or Without You' cover'ları çaldılar ki güzel ses, iyi müzik hepsi içine aldı bizi. </div><div><br /></div><div>Evimizde, odamızda, dostlarımızla gibi samimi bir konser gecesinin ardından Cingi'yi 05 Aralık'taki final için Los Angeles'a uğurladık. Şans meleklerini de peşinden yolladık. </div><div><br /></div><div>Şimdi heyecanlı bekleyiş var. Sonuç ne olursa olsun başından beri olayın uluslararası bir müzik başarısı olduğunu anlayıp destek veren herkese sadece kendi adıma teşekkür ediyorum. Bazen doğru ve güzel şeyler yaparken en önemli şey sadece doğru anlaşılmak olabiliyor. Ne mutlu anlatabildiysem. </div><div><br /></div><div>Notcuk: Bu güzel fotoğrafı çeken adam Bora Balar'dır. Şurda da daha binlerce güzel fotoğraf vardır. <a href="http://www.borabalar.com/borabalar.com/BABA_SAYFA.html">http://www.borabalar.com/borabalar.com/BABA_SAYFA.html</a></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-47604521032943804272011-11-05T11:01:00.000-07:002011-11-05T11:08:47.615-07:00Seviyorum Merkez!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg6TppBXzq0RaNV5WmCqvaN1kexrwCYTLUM60kPhSvCWGcwl2ARAqj51OsoTBYiuFes8kVdDg4fFJxZTZLsSAky87X3O2IfVprNtdIS1jrs-naqsio5ETl4HIfnyfpzHFRUNo5b4cVs_g/s1600/DSC00335.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 143px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg6TppBXzq0RaNV5WmCqvaN1kexrwCYTLUM60kPhSvCWGcwl2ARAqj51OsoTBYiuFes8kVdDg4fFJxZTZLsSAky87X3O2IfVprNtdIS1jrs-naqsio5ETl4HIfnyfpzHFRUNo5b4cVs_g/s320/DSC00335.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5671573771779840610" /></a><br /><p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14pt; line-height: 115%; ">Behzat Ç.’yi ne kadar sevdiğimi uzun uzun anlatmayacağım. Van Depremi’nden önceydi. Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ün İstanbul galasına çift kişilik davetiyem gökten önüme düştü. Kaybolmasın diye pamuklara sardım. Sonra deprem oldu. İptal olur gala diye düşündüm. Adam Film’e telefon ettim. İptal değil ama çok şaşalı bir gala olmayacak dediler. Benim için çok önemliydi gitmeliydim. Ve de gittim. Hem de en az benim kadar Behzat Ç. seven Gamzem’le. İstinye Park’a tam gala başlarken girdik. Ortalık sakindi. Hayalet, Akbaba, Harun (yarısını Ankara’da bırakmış gibi zayıflamıştı), Eda, Şevket ve Behzat Amiri’mi bir anda karşımda görünce inanmak için biraz bocaladım. Serdar Akar kısacık bir konuşma yaptı. “Buruk bir gala” dedi. Sonra kalabalık çoğaldı. Biz de yer kalmaz diye aralardan sıyrılıp Salon 3’e girdik. 3 sıra oyunculara ayrılmıştı. Arkalara oturduk. Demek ki oyunculardan bir kaçıyla beraber izleyeceğiz dedik. Önce yine Hayalet’i gördük. Sonra tek tek herkes bizim salona geldi. Akbaba içeri girdiğinde yanımızda oturan amca “Bak, bak Baykuş da geldi” dedi. Döndük “Baykuş değil Akbabaaaa!!!” dedik. Hiç sinirlenmedik </span><span style="font-size: 14pt; line-height: 115%; font-family: Wingdings; ">J</span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%">Seni Kalbime Gömdüm… <o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%">Salona en son alkışlar eşliğinde Erdal Beşikçioğlu, Serdar Akar ve hafif yaramaz halleriyle Emrah Serbes geldi. O anlarda kalbim hafiften sıkıştı. Bu kadarını beklemiyordum. “Yuh” dedim kendime. Rüya takımla aynı salonda izleyecektim filmi. Gelelim seyrimize... Filmi eleştirecek kadar derin sinema bilgim yok malumunuz. Ama diziyi bilenler için daha özenilmiş uzun metrajlı klasik bir cinayet büro hadisesi diyebilirim. Cansu Dere bu filmde neden var diyenler gitsin izlesinler. O zaman anlayacaklar neden rol aldığını. Tardu Flordun da Red Kit rolünde sırıtmamış. Ama çok pis sırıtıyor o ayrı! Ayda Aksel'e rolü de tavrı da en şahanesinden cuk diye oturmuş. Keşke dizide de izlesek zaman zaman. </span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%"><b>Küfür, şiddet ve espri gırla... </b></span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%">Herkes izlesin, espriler yayılsın diye bekliyorum. Yapıyorum anlayan oluyor anlamayan oluyor. Red Kit’in derdi benimle midir nedir anlamadım. Önümüz bayram, tatil. Gidin izleyin la!<o:p></o:p></span></p>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-58837333667434656832011-10-27T11:17:00.000-07:002011-10-27T11:30:36.338-07:00Van'a yine bahar gelsin diye...<p class="MsoNormal"><span class="apple-style-span"><span style="font-size:14.0pt; line-height:115%;font-family:"Verdana","sans-serif";background:white">Van'da yaşanan depremin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek adına bu pazar 'VanİçinRock' var. Açılış konseri Hayko Cepkin'den. </span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; line-height: 21px; background-color: rgb(255, 255, 255); ">Van ve Hayko Cepkin'in yeri bende apayrıdır. 2008 baharında Hayko Cepkin' Konseri için gitmiştik Van'a. Neredeyse dört yıl olacak. Aşağıda o günlerde yazdığım ve Dream Dergi'de yayınlanan bir yazı var. Van'a yine bahar gelsin, yeniden konserler olsun, şarkılar söylensin diye... </span></p><p class="MsoNormal"><span class="apple-style-span"><span style="font-size:14.0pt; line-height:115%;font-family:"Verdana","sans-serif";background:white"><b>‘Hayko’ Doğudan Yükselir!</b></span></span><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%; font-family:"Verdana","sans-serif";background:white"><br /><br /><span class="apple-style-span">‘Tanışma Bitti’ albümünün tanıtım turnesi kapsamında memleket topraklarnı karış karış dolaşan Hayko Cepkin'in peşinden</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz1"><nobr><span style="cursor:pointer"></span><span class="apple-style-span"><span>Türkiye</span></span></nobr></linkz>'nin en doğusuna, Van'a gittik. Ve gördük ki tanışma çoktan bitmiş. Hayko en batıdan en doğuya</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz2"></linkz></span><span class="apple-style-span">gençlerin</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">gönlünü fethetmiş.</span><br /><br /><span class="apple-style-span"><linkz id="linkz3">Soğuk</linkz></span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">bir Şubat günüyü. Hayko Cepkin'in</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz5"></linkz></span><span class="apple-style-span">Türkiye</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">turnesinin tüm duraklarını içeren bir mail aldım. Diyarbakır, Batman ve Van'ı listede görünce ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Yayın yönetmenimiz Şafak Ongan benimkinden farklı bir tepki gösterdi. Bana Van konserini çekmemiz gerektiğini anlatırken çok heyecanlıydı. Hayko Cepkin Van'a gidiyordu. Biz de peşinden gidecektik. Van</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz4"></linkz></span><span class="apple-style-span">Türkiye'nin en doğusuydu. Orada da Hayko Cepkin dinleyen, Dream TV İzleyen, Dream Dergi okuyan</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz6"><nobr><span style="cursor:pointer"></span><span class="apple-style-span"><span>gençler</span></span></nobr></linkz></span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">vardı. Bunu kaçırmak olmazdı.</span><span class="apple-converted-space"> </span><br /><br /><span class="apple-style-span">17 Mart 2008: İstanbul'da</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz8"></linkz></span><span class="apple-style-span">sıcak</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">bir bahar günü. Uçağa atlayıp Van Gölü'nün üstünden geçip Van'a ulaştık. Herkes “soğuk</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">olur” diye uyarmıştı ama Van'a çoktan bahar gelmişti. Bir önceki gün Diyarbakır'da 1500 kişilik coşkulu bir seyircinin karşına çıkan Hayko Cepkin ve ekibi sabah 05.00'te Van'a gelmişti. Onlar uyurken biz kısa bir Van turu yaptık. Konser</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz9"></linkz></span><span class="apple-style-span">saati</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">yaklaşınca da Van Kapalı</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz10"></linkz></span><span class="apple-style-span">Spor</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">Salonu'na doğru yola çıktık. Sahne kurulmuş, soundcheck için Hayko bekleniyor. Ve</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz11"><nobr><span style="cursor:pointer">Hayko… </span><span class="apple-style-span"><span>Dinlenmiş</span></span></nobr></linkz>, huzurlu ve mutlu bir şekilde gelip bize "Hoş geldiniz" diyor ve koyu bir muhabbet başlıyor.</span><br /><br /><br /><span class="apple-style-span"><span>İstanbul'u özledin mi?</span></span><br /><span class="apple-style-span">İstanbul çok karışık, kaos. Ben yollarda olmaktan çok mutluyum. Temiz hava yollar...</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz13"></linkz></span><span class="apple-style-span">Türkiye'yi dolaşıp konser vermek müthiş bir şey. Birkaç olumsuz ey dışında tüm konserlerimiz harika geçti. Ama</span><span class="apple-converted-space"> <linkz id="linkz12"></linkz></span><span class="apple-style-span">motorumu</span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">ve sevdiklerimi özledim o ayrı.</span><br /><br /><span class="apple-style-span"><span>Van'ı sevdin mi?</span></span><br /><span class="apple-style-span">Henüz dolaşma fırsatım olmadı. Ama otelimiz göl kenarında. Hava çok güzel. Buraya gelirken şarkıya konu olmuş Malabadi Köprüsü'nden geçtik. (Şarkıyı söylüyor.) Çok güzeldi. Bunları görme fırsatımızın olması harika.</span><br /><br /><span class="apple-style-span"><span>Her gün konser var. Bu yoğun tempoda nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?</span></span><br /><!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br /><!--[endif]--><span class="apple-style-span"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="apple-style-span"><span style="font-size:14.0pt; line-height:115%;font-family:"Verdana","sans-serif";background:white">Aslında her gün konser şöyle var. Dört gün ard arda konser. Sonra üç gün dinleniyoruz. Bu akşam Van'da sahne alacağız. Ardından üç gün tatil. Sonra da Kars'ta konserimiz var. Günde sekiz saat uyumaya ve fırsat buldukça spor yapmaya özen gösterince her şey yolunda gidiyor.</span></span><span style="font-size:14.0pt; line-height:115%;font-family:"Verdana","sans-serif";background:white"><br /><br /><span class="apple-style-span"><span>Yavaş yavaş turnenin sonuna doğru yaklaşıyorsunuz. Ufukta neler var?<o:p></o:p></span></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%;font-family: "Verdana","sans-serif";background:white"><br /><span class="apple-style-span">Bu yıl konserlerle bitecek. Arda projeler oluyor. En son Teoman'ın tribute albümünde 'Gökdelenler'i söyledim ki çok sevdiğim bir Teoman şarkısıydı. Üç Hürel'in tribute albümünde de yine bir şarkı söyledim. Başka teklifler var, projeler var. Onlarla ilgili görüşmeler devam ediyor. Ama biz yazla birlikte katılabildiğimiz kadar festivale katılıp bu yılı böyle bitireceğiz. 2009'un başından itibaren de yeni albüm için kapanacağız.</span><br /><br /><br /><span class="apple-style-span"><span>Bundan altı gün önce doğum günündü ve çok güzel bir hediye aldın. Neler hissettin?</span></span><br /><!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br /><!--[endif]--><span class="apple-style-span"><o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="apple-style-span"><span style="font-size:14.0pt; line-height:115%;font-family:"Verdana","sans-serif";background:white">Fanlarım tarafından kurulan bir site. Stüdyoya girip 'Sıkı Tutun'u benim için söylemişler kaydetmişler. Hediyeyi aldığımda çok bir şey söyleyemedim. Şimdi de söyleyemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim: Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi..</span></span><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%; font-family:"Verdana","sans-serif";background:white"><br /><br /><span class="apple-style-span">Yaren Aygen DEMİR</span><br /><br /><br /><!--[if !supportLineBreakNewLine]--><br /><!--[endif]--></span><span style="font-size:14.0pt;line-height:115%"><o:p></o:p></span></p>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-23016255502827704512011-10-14T14:29:00.000-07:002011-10-14T15:05:47.927-07:00İyi Müzik!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWgefsMhiAvJSdDnU5_Ybq1_ma4Nvn546G2RtmNjNYC3aew4oEtGDyEYt47lANXe5aHxJghQ7600hPWCiNycnpKKK8VU3EaH6vmiUB9f2AA7qH2W-ZRiYzXrOAR6TZiYI-ueDh1xCRCPc/s1600/421407099.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 238px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgWgefsMhiAvJSdDnU5_Ybq1_ma4Nvn546G2RtmNjNYC3aew4oEtGDyEYt47lANXe5aHxJghQ7600hPWCiNycnpKKK8VU3EaH6vmiUB9f2AA7qH2W-ZRiYzXrOAR6TZiYI-ueDh1xCRCPc/s320/421407099.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5663472246548916226" /></a><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOKm5E-IPLVrLjtR45eBXj3uexQmwwG-zz-We_zNv1qu9S3t2xTTZqiD1DVb1vNGoCvNNTFNZJ3Mxm2VD6Mu3Okx3QKIZAuZHjEAoKCLjBGEa45mq7hQm2Osx06CdkbBXwmK3xpt1Axzc/s1600/DSC00304.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgOKm5E-IPLVrLjtR45eBXj3uexQmwwG-zz-We_zNv1qu9S3t2xTTZqiD1DVb1vNGoCvNNTFNZJ3Mxm2VD6Mu3Okx3QKIZAuZHjEAoKCLjBGEa45mq7hQm2Osx06CdkbBXwmK3xpt1Axzc/s320/DSC00304.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5663472146965107138" /></a><br /><div style="text-align: center;"><span class="Apple-style-span"><u><br /></u></span></div><br /><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSm5JZakY6WDu0bEBwoSjgUhyphenhyphenp147PFw-f3H001wNQwOLDpgmAeSj6OlN-x7dc5oYGxCBApTVFkLJ3pnOOMDPqKvW4VwXEKVj-cWCpc9B_-rIw0P4mddZdLF9Wabmh0atmmv5Vo6raLfI/s1600/DSC00320.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgSm5JZakY6WDu0bEBwoSjgUhyphenhyphenp147PFw-f3H001wNQwOLDpgmAeSj6OlN-x7dc5oYGxCBApTVFkLJ3pnOOMDPqKvW4VwXEKVj-cWCpc9B_-rIw0P4mddZdLF9Wabmh0atmmv5Vo6raLfI/s320/DSC00320.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5663469675365232466" /></a><br /><br /><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div>Az laf çok fotoyla anlatacağım. Geçtiğimiz cumartesi akşamı Selçuk Sami Cingi'nin Hayal Bistro'daki konserinde bir şey farkettim. Herkesin konuştuğu, dinlediği müziklerin dışına biraz çıkınca kendinize en büyük hediyeyi veriyorsunuz. Cingi'nin 2. albümüyle ilgili şimdi çenemi sıkı tutmam gereken bir dönem :) Ama bilmemiz gerekenleri tam da buraya yazıyor günbegün. Ama geçtiğimiz cumartesi akşamı sürpriz konuklarla çok iyi hazırlanmış akustikle başlayıp, güzel cover'larla devam eden ve doğaçlama biten bir konser gecesi yaşadık. Deli kalabalık değildi bu yüzden de Cingi bize eve çağırmış gibi takıldık, eğlendik, kulaklarımıza güzel sesler hediye ettik. Yine geçtiğimiz salı akşamı Erkan Oğur, Derya Türkan ve Vincent Segal'i Aya İrini'de farklı melodilerinin ayini olarak niteleyebileceğim bir konserde izledim. Konserin yarısında çıkmaya çalışırken Erkan Oğur'dan iyi bir ayar alan hanım ablayı saymazsak her şey kusursuzdu.</div><div><br /></div><div>Son olarak da az önce koşup geldiğim Borusan Müzik Evi'nin açılış konseri var. Mercan Dede'nin misafirleri; Ceza ve Hüsnü Şenlendirici idi. Önce Mercan Dede'nin seti ve canlı orkestrasıyla güzel şeyler dinleyip, sonra semazenle daha da ruhanileşen bir gösteri izledik. Ceza, Mercan Dede ile ilk ortak çalışması 800 ile açılışı yapıp, 3-4 şarkılık minik bir konser verdi. Mercan Dede dinleyicisi Ceza'yı hemen kabullenip 'Holocoust'ta 'mamammammammiii' diye bağırmaya başladı. Gecenin son konukları Hüsnü Şenlendirici ve çetesiydi. Çete diyorum çünkü siyah ve ağır abiler. Ama klarnet sesi ve yetenek her şeyi unutturdu. </div><div><br /></div><div>Notcuk: Bu konserlerin hiç birinde, sağda solda çok güzel ahkam kesen müzik eleştirmenlerini görememem de ayrı bir keyifti :) Onlar canlı müzik dinlemek yerine sağdan soldan duyduklarını yazmaya devam etseler de iyi müzik doğru adrese bir şekilde ulaşıyor. </div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-28571031342853720372011-10-02T03:00:00.000-07:002011-10-03T13:26:16.798-07:00Kreş'ten Zakkum'a...<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi365GQRmWYcOBEBAYgbaWskKOi9w-2vssEq_oy84tEb12dfqCkgj7Rc3HkTfW_HIFV-ZueVy4MWJZirZydngG5xBD-ckBCKV1ULb5wJA0gWB8m9HXxnsMBhiqKIlLot6aRhM7yCp1k0qs/s1600/kres.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi365GQRmWYcOBEBAYgbaWskKOi9w-2vssEq_oy84tEb12dfqCkgj7Rc3HkTfW_HIFV-ZueVy4MWJZirZydngG5xBD-ckBCKV1ULb5wJA0gWB8m9HXxnsMBhiqKIlLot6aRhM7yCp1k0qs/s320/kres.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5658840373506409202" /></a><br />Hastalıktı hazırlıktı derken uzun zamandır konsere gitmiyordum. Dün gece acısını çıkardım. Arkadaşlarımın tüm ağırkanlılığına rağmen Bronx Pi'ye girdiğimizde Kreş konserin başlarındaydı ve Terli ve Kirli çalıyordu nefis bir sound'la. Yeni albüm 'Çıplak'tan şarkıları ilk kez canlı dinledim. 'Jamaika', 'Gül Açan Dudaklar' ve 'Bu Şarkı' hem nefis hem de herkes çoktan ezberlemiş bile. Yarım Kalan Şarap'ı Zakkum Konseri'ne doğru uzadığım için maalesef bu kez kaçırdım. Ama bir saatlik konser dinletisi boyunca süper insan tonemaister Berk Kula'nın da katkılarıyla cayır cayır bir Kreş dinledim. Özlemişim. İyi geldi. Gelelim en son 8 Nisan'da lansman konserinde yine Hayal Bistro'da izlediğim Zakkum'a... Onlar Ankara'dan benim için kalkıp gelmişler gibi hissediyorum her defasında çok mu bencilim bilemiyorum. Zakkum sahnede sadece şarkı söylemiyor, şov var, hüzün var, en önemlisi de samimiyet var. Yusuf'un sataşmaları, Cem'in pasları da cabası. Bir de ben hiç sevmem ama Ebru Gündeş'ten 'Kaçak' cover'ladılar ki hemen hem Zakkum'u hem de Ebru Gündeş'i en iyi bilen Gamze'ye (Elgin) mesaj attım. Onun tepkisi bu cover'ın güzelliğini daha iyi anlatıyor.. OOOOVVV KAÇAK :) <div><br /></div><div>Kreş'i de Zakkum'u da ayrı ayrı çok sevdiğim için dün iki konserden de bir saatlik nefis anlar hediye ettim kendime. Sırada 08 Ekim Cingi ve 15 Ekim Kurban konserleri var.<br /><div><br /></div><div>Ortak payda: Sanırım bir süre gece konserlerinde bol bol Teoman şarkısı dinleyeceğiz. Teoman müziği bırakmış gibi olmayacak böylece. Kreş'in zaten muhteşem cover'ladığı 'Bugün'ü Teoman'a selam çakarak söylediler bu kez. Zakkum ise önce Teoman potborisi yapıp sonra ilk albümlerinde Teoman ile düet yaptıkları<br /><div><br /></div><div>Her iki konserin de beni en çok mutlu eden tarafı yanımda anırarak gülen ya da carcar konuşan tipler yerine sahneye konsantre olmuş mükemmel izleyicilerin arasında olmamdı. Yaşasın bilinçli fanlar!<br /><div><br /></div><div><br /></div><div>Bilgi - Belge: Kreş konser fotoğrafını Serkan Fidan'dan aparttım. Kendisini konserde görmedim ama gelmiş sanırım. Adamın elinde belge var. Zakkum Konseri'nde bağırmaktan, coşmaktan fotoğraf neyin çekemedim. Zaten melek gibiler çeksem de çıkmayabilirdi .) </div></div></div></div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-80299420986729649072011-09-21T12:44:00.000-07:002011-09-21T13:02:46.897-07:00Yağmurda Pilates!<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy0QfxVYeDBQlcRMg96e6RFSD35XM2U0cQnoZ-NyzQYknK559xkctaPWSqt2hwem_ERyC8xG97hEhFZ-1GFoWb6munRg9i-P2J7sorvvDmoWV_aVgvIXFoExD2hG5XNmWiz_681jxj9Ug/s1600/CRW_4084.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 213px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy0QfxVYeDBQlcRMg96e6RFSD35XM2U0cQnoZ-NyzQYknK559xkctaPWSqt2hwem_ERyC8xG97hEhFZ-1GFoWb6munRg9i-P2J7sorvvDmoWV_aVgvIXFoExD2hG5XNmWiz_681jxj9Ug/s320/CRW_4084.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5654905693025274338" /></a>Ne zaman yağmur yağsa hep güzel şeyler olur hayatımda. Bugün de devam etti damlacıkların büyüsü. Veeee yeniden sahalara döndüm. Haziran sonundan beri taximpilates'te başlayan maceram hastalık yüzünden bir haftacık sekteye uğramıştı. Ama çok zorlanmadan geldim üstesinden. Şimdi bana Pilates konusunda espri yapmayın derim. Çünkü vücudumdaki değişim dışardan çok net gözüküyor. Bacaklarım inanılmaz inceldi. Her bir kasımın nerede, ne alemde ve ne kadar tembel olduğunu öğrendim. Her şey yolunda giderse yakında kaslarım daha belirgin olacak. "Ay ne yapsam kilo veremiyorum", "Spor bana zor geliyor" demeyin. Sonuçlarını yavaştan hızlanarak alacağınız tek spor bu. Tabii size tavsiyem işin uzmanından bilgi almanız. Önce vücudunuzu tanıyan, sizi doğru yönlendiren, asla moralinizi bozmayan, derslerden kaçmamanız için ajan gibi sizi takip eden (şaka, şaka) süper insanlar eğitmen ve can yoldaşı olarak taximpilates'te. <div><br /></div><div>Bilgi - Belge: <a href="http://www.taximpilates.com/">http://www.taximpilates.com/</a><br /><div><br /></div><div><br /></div></div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-16038652026662263272011-09-18T03:05:00.000-07:002011-09-18T03:25:17.974-07:00Ayça Şen Hala Başkan<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiQvWI1MH764-cILuKlPyx1iujYg3KUrEkRONOqoTfaXPi3IpgTtVJhHI166TWQFZ9uik7lDpXOKRVJCuuMdKRu5tx1JEc9eel78MAAwOHsQ6mz1rWhnbi08Iuq3_m2DYAivjO-biX6hw/s1600/ayca.jpeg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 245px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjiQvWI1MH764-cILuKlPyx1iujYg3KUrEkRONOqoTfaXPi3IpgTtVJhHI166TWQFZ9uik7lDpXOKRVJCuuMdKRu5tx1JEc9eel78MAAwOHsQ6mz1rWhnbi08Iuq3_m2DYAivjO-biX6hw/s320/ayca.jpeg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5653643377951089394" /></a><br />Dün gece çok güzel bir şey oldu. Ayça Şen yeniden programa başladı. Hem de internetten. Yanına mesutbahtiyar Fatih Aker'i de alarak. Biliyorsunuzdur 'Kaybedenler Kulübü' de internetten yayın yapıyor. Hal böyle olunca da sansürsüz, kasmadan ve yılmadan yayın yapacakları bir mecra doğmuş oldu. Akacak mecra buldular. Bir radyo çocuğu olarak bu duruma en çok sevinenlerdenim. Gelelim dün geceki programa. Sonradan öğrendik ki Ayça ve Fatih yan yana değillermiş. Herkes kendi evindeymiş. Skype üzerinden konuşup yayına vermişler. Beni en çok bu kısmı heyecanlandırdı. Yani 2 arkadaşın telefon konuşmasını dinler gibi program dinlemek. Programa twitter üzerinden gelen eleştirilerin çoğu dağınık bir akışı olmasıyla ilgili. Ama ben bu doğallığı sevdim. Ayça'nın gidip Memo uyudu mu diye bakması falan efsaneydi. Benim ufacık eleştirim şu yönde. Hürriyet'i açalım, Milliyet'i açalım demeden direk haberlere geçseler sanki daha cici olacak naçizane.<div><br /></div><div>Yine de abimle yorgan altında 'Kaybedenler Kulübü' dinlediğimiz günlerden bu noktaya geliş kolay olmadı ama gelinen nokta bence şahane. Yürü ben Ayça Şen Başkan Fatih Aker Şampiyon!</div><div><br /></div><div>Bilgi - Belge: Yayını şurdan dinleyebiliyoruz: <a href="http://sosyalradyo.com/index.php">http://sosyalradyo.com/index.php</a> <span class="Apple-style-span"></span>Pazartesi akşamı da var mesela. 23:00 civarı başlıyorlar yardırmaya. Bu da facebook sayfası: <span class="Apple-style-span" style="font-family: Arial, 'Helvetica Neue', sans-serif; font-size: 15px; line-height: 19px; background-color: rgba(8, 130, 83, 0.0976563); "><a href="http://t.co/NomTGdUL" url="http://www.facebook.com/SosyalRadyo" title="http://www.facebook.com/SosyalRadyo" target="_blank" rel="nofollow" class="twitter-timeline-link" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; text-decoration: underline; ">http://www.facebook.com/SosyalRadyo</a></span> Twitter'dan da paşaları şu şekilde takip edebilirsiniz: aycasenbaskan, mesutbahtiyar</div>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-15591508019332032112011-09-17T04:35:00.000-07:002011-09-17T04:44:46.427-07:00Futbol Ateşi<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0z0BY9larCZMr9v4gk99dnXPE242MkThoheHDtuqbNCKNZejMdxAZU7SG70szrSbFXx18YcZg4MfOuCZi4CZMAnepb7GfYNfzACKpR-ZOuyEtdXC5XqJUWpic1q53D6iv8h6FuLtRwKk/s1600/top.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 221px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj0z0BY9larCZMr9v4gk99dnXPE242MkThoheHDtuqbNCKNZejMdxAZU7SG70szrSbFXx18YcZg4MfOuCZi4CZMAnepb7GfYNfzACKpR-ZOuyEtdXC5XqJUWpic1q53D6iv8h6FuLtRwKk/s320/top.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5653292929288071826" /></a><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: 19px;">Madem bende de futbolda da ateş yüksek, o zaman dedim ver elini 3 sezon öncesinin Rıdvan Dilmen & Güntekin Onay röportajına. O günlerde her şey daha güzelmiş. Okuyunuz eski güzel gollerin hatırına... </span></span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Gol oldu!</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">Futbolu konuşanlar deyince, akla gelen en önemli iki isim Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay’la topun oyunda kaldığı süre içinde, ara ara markajlarla sadece futbolu konuştuk.</span></p> <p class="MsoNormal">Rıdvan Dilmen ve Güntekin Onay cephesinden bakınca futbol; fena halde hayata benzemiyor, hayatın ta kendisi. Hafta içi randevu için Onay’ı aradığımızda “20.25’te binaya giriş yapmış olmalısınız çünkü 2 maç arası (Kayseri Spor-Fenerbahçe, Beşiktaş-Çaykur Rize) ve sadece yarım saatiniz var” dedi. Ne kadar dakik diye düşündük. Bütün talimatlara uyduk. Ama Ntv binasından girdiğimizde saat 20.10’du ve Fenerbahçe 2-1 yeniliyordu.(Kerem’in sinirleri tepesindeydi) <span> </span>“Erken geldik, kantinde bekliyoruz, yeniliyoruz, gerginiz, maç bitince geliriz” diye aradık. Sonra da ekranın karşısına geçip bildiğimiz bütün duaları ettik. İşe yaradı. En azından Kayseri maçı berabere bitti. Hemen Rıdvan Hoca’yı görmek istedik. Yanına çıktık. Upss! Fatih Terim maçı izlemeye gelmiş ve gitmek üzere. Röportaj sözü aldık. Kendisini uğurladık ve yarım saatlik süremizi iyi değerlendirip “%100 Futbol”un iki forvetiyle sohbete başladık.</p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Futbol ateşi</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Koyu bir Arsenal taraftarı olan İngiliz yazar Nick Hornby “Futbol Ateşi” adlı kitabının bir yerinde tüm futbol hayatı boyunca futbolla değişen ruh halinden ve buna katlanmayı öğrenmiş yakınlarından bahseder.<b> </b>Şimdi karşımızda Fenerbahçeli efsane bir futbolcu ve Beşiktaşlı ekol bir spor yorumcusu var. Biz de futbol ateşinin taraftar ruhu kısmıyla işe koyuluyoruz. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Buraya gelirken rahattık. Kayseri maçını kazanırız diyorduk. Ama berabere kaldık. Yine de Fenerbahçe şampiyon diyebilir miyiz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Kazanmış olsa da onu söyleyemezdik zaten. Geçen seneki ligin bitiminden dolayı artık onu söylemek mümkün değil.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM : Hocam, siz FB’li, Güntekin BJK’li maçları nasıl seyrediyorsunuz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Güntekin’in Beşiktaş’ın maçlarını izlerken ne kadar heyecanlandığını biliyorum. Ben de öyleyim. Az önce Fener maçını izlerken ne uğurlar yaptım. Ama bunu ekrana hiç yansıtmıyoruz. Çünkü izleyiciye saygımız var. Sadece işimizi yapıyoruz.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Neden tuttuğunuz takımları saklamak gibi bir kaygınız yok?<span> </span></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN ONAY: Şunu insanlar aklından çıkarmasın. Futbolun içinde olan bir insanın takım tutmaması diye bir şey olamaz. Bir kere bunu hepimiz kabullenelim. Herkes Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı olabilir. Ama ben Ntv’de çalışıyorum. Rıdvan Hoca da Ntv’de çalıyor. Ben Beşiktaş Kulübüne hizmet etmiyorum. Beşiktaşlıyım ama izleyiciye saygım var. Ntv’ye hizmet ediyorum. Kişilerin düşündüğü gibi değil. Rıdvan Hoca da geçmişte Fenerbahçe’ye hizmet etti ama şu anda Fenerbahçe’ye hizmet etmiyor. Futbola hizmet ediyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Peki ilerde Fenerbahçe‘ye hizmet edecek mi?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Açıkçası öyle bir düşüncem yok şu anda. Antrenörlük yaparım. Ama neresi olur bilemem. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Aranızda bir iddialaşma ya da rekabet var mı?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Kızdırma var. İddialaşma ya da rekabet yok. Ama birbirimizi kızdırıyoruz. Ama bu genel anlamda var. Sadece Fenerbahçe – Beşiktaş konusunda değil. Biz birbirimizi her konuda kızdırırız. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Nereye bakıyor bu adamlar?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Her konuda iyi anlaşan, birbirine takılmadan edemeyen iki yakın dost Dilmen ve Onay. Ama ortak konu sonsuza kadar futbol. Adeta zehirlenmiş gibiler.<span> </span>Bir yandan sorularımıza cevap verip bir yandan da aynı anda 3 ekrandan maç takip ediyorlar. Anlıyoruz ki olay sadece canlı yayında maç yorumlamaktan ibaret değil. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Hocam her gün görüşüyor musunuz? Programa nasıl hazırlanıyorsunuz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Haftanın birkaç günü görüşemediğimiz zamanlar oluyor. Dünyanın neresinde maç olursa olsun 2A da olsa izliyoruzdur. Mutlaka telefonlaşırız. Yorum yaparız. Sadece ekranda yorum yapmıyoruz. Arar beni. “Maçı izliyor musun?” Der. “İzliyorum” derim. 10 dakika şöyle oldu böyle oldu diye tartışırız. Hatta bugün Trabzon maçı başlayınca beni aradı. Ben ilk dakikalarına yetişemedim. “Yattara ve Ceyhun’la başlamadı” dedi. Biz aslında programa o anda doğal olarak hazırlanmaya başlıyoruz. Çünkü biz 22.00.de yayına gireceksek 22.00’ye beş dakika kala konuşmuyoruz. Bütün bir hafta maçları konuşup, futbolla yaşıyoruz. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Gelelim Rıdvan Hoca’nın yorumculuğuna… Sizce nasıl?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Rıdvan Hoca Türkiye’nin en iyi yorumcusu. Fakat Türkiye’nin en iyi yorumcusu derken önemli olan bir şey var. Çok iyi yorum yapabilirsiniz, ama evrensel bir bakış açısıyla yorum yapmanız gerekir. Herkes Rıdvan Hoca gibi bakamıyor. Türkiye’de “Fenerbahçeli Rıdvan” olarak biz onu tanıdık, sevdik. Fakat şu anda bir referans yorumcu oldu. Milli Takım’ın da yorumcusu Rıdvan Dilmen, Fenerbahçe’nin, Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın da yorumcusu O. Herkes kendi takımıyla ilgili Rıdvan Hoca’nın ne diyeceğini merak ediyor. Onun söylediklerine kulak asıyorlar. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Yorumculukta kolaya kaçmak var mı hocam?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: “Lugano’nun yaptığı doğru, sarı kart doğru” demek insanları aldatmak demektir. “Hayır o pozisyon kırmızı kart penaltı” diyeceksiniz. Doğrusu da o zaten. Bunu neden söylemezler onu da anlamam. Yoksa işin kolayı var.<span> </span>Bu böyle yani. O zaman benim Fenerbahçeli olmadığım mı düşünülüyor. Alakası yok. Ben çok seviyorum Fenerbahçe’yi. Belki şu an <span> </span>hazırlıksız yakalandım. Çünkü üzüldüm maçtan dolayı. Ama programa gireceğiz. Hayat devam edecek. İnsanlar yorumlarımızı merak ediyorlar. Biz sizden sonra maçın analizini bir kez daha yapacağız. Beşiktaş maçının da analizini yapacağız. Ondan sonra yayına gireceğiz. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Karşıt görüşleriniz oluyor mu? Reklam arasında birbirinize “Abarttın bence, o yorum yanlış oldu” gibi laflar ediyor musunuz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Benim diğer yorumculara göre avantajım şu, Güntekin futbol topunu çok iyi biliyor. Yani futbol oyununu biliyor. Sistemi biliyor, oyuncu kalitesini biliyor, ruhunu biliyor. Sanki dersin 20 sene futbol oynamış, antrenörlük yapmış, kalkmış buraya gelmiş. O yüzden fazla ayrıştığımız konu olmuyor. Onun önerdiği bir şey bana mantıklı geliyor. Ama ben başka bir açıdan baktığımda katılabiliyor ya da itiraz edebiliyor. Bazı yorumcuları izliyorum. Benim düşüncemin tam zıddını söylüyor. Ben O kişiyle nereye kadar tartışabilirim. Ama Güntekin’le öyle bir durum yok. Çünkü çok fazla ters düşmüyoruz. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Onay’ın hakkı Onay’a</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Güntekin Onay, tartışmasız Türk televizyonlarının en önemli spor yorumcularından biri. Yıllardır canlı yayın yapıyor. Aynı anda futbolun içinde konuşulan bütün dillerde röportajlar yaparak bizi olduğumuz yere çiviliyor. Ama kaza bu ne canlı yayın, ne de geliyorum diyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Bugüne kadar iki büyük canlı yayın kazası geçirdiniz. İkisinde de soğukkanlı ve şaşkındınız. Yeniden olur diye bir korkunuz var mı?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: 15 yıldır bu işi yapıyorum. Neler neler yaşadım. İşte bir tanesinde arkadaşımızın sesi kalmış. O yayına yansıdı. Bizim orda yarım saniye süremiz vardı. Bursaspor maçı bitti. O ses yayına çıktı. Sonra o ses bize de geldi. Bizim şaşkınlığımız yayına yansıdı. İzleyici şaşırdı. Biz de yayına o ses yansıdığı için şaşırdık. Ama yayına devam ettik. O ses benim değildi. Ama iyi bir malzemeydi. Araştırmadan herkes de kullandı. Korkum yok. Canlı yayında her türlü kaza olabilir. Önemli olan telafisi mümkün olmayan şeyler olmasın. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Maç anlatmak mı, maç yorumlamak mı?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Yurtdışında bizim mesleğimizin ismi commentator. Yani yorumcu. Bir şey anlatıyorsunuz. Neticede gördüğünüz zaman Ahmet, Mehmet, Hüseyin demek kolay. Bilgiye ulaşmak da kolay. Az önce söylediğim gibi internetten oyuncuyla ilgili bütün bilgileri bulabilirsiniz. O da kolay. Önemli olan bu bilginin altının dolu olması. Toplumda sonradan görme diye bir kavram vardır. Bazı insanlar parayı sonradan kazandılarsa bu belli olur. Bu sırıtır. Bilginin de altı dolu değilse sırıtır. Bilgiyi de özümseyeceksin. Yerinde ve doğru kullanacaksın. Bence bu çok önemli. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Her sezonun yıldızı Rıdvan Dilmen</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Yazar Erkan Goloğlu 2002 yılında kaleme aldığı “Sezonun yıldızı Rıdvan” başlıklı yazısında, şanlı bir futbol kariyerinin ardından futbol yorumculuğuna başlayan Dilmen’in ne kadar başarılı olduğunu tüm gerekçeleriyle açıklamıştı. Ama en önemli detay Dilmen’in teknik bilgisiydi. Biz de fırsatı değerlendirdik. Güntekin Onay’dan kısacık bir izin isteyip bir bilene tüm merak ettiklerimizi sorduk. (Tabii ara ara O’nun onayını da alarak.) <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM : Hocam biraz önce geldiğimizde Fatih Terim buradaydı, FB maçını da beraber seyrettiniz, neler konuştunuz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Fatih Hoca 5.5 saat kaldı burada. Bütün bu zamanda futbol konuştuk. İnanın hiç özel hayat falan konuşmadık. Futbol, Norveç maçı, antrenman, oyuncu psikolojisi, oyuncunun koşu stili, gamsızlığı, bunları konuştuk. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM : Hocam bir antrenör nasıl olmalı?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Bir antrenörün kulübünü sevmesi, sahiplenmesi lazım. Ben mesela Gerets de o elektriği görüyorum. Baktığımız zaman hatalarını görüyoruz. Ama Gerets çok kötü bir haksız rekabet içinde. Bir tarafta istediği oyuncuyu alabilen iki takım diğer tarafta alamayan bir takım. Örneğin biz üçümüz antrenörlük yapıyoruz. Ne yaparsanız yapın İskoçya örneği gibi Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray arasında gidiyor bu lig. Ama ben Mercedes istiyorum alıyorlar. Siz istiyorsunuz alamıyorlar.<b> </b>Böyle bir haksız rekabet var. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Sizce federasyon Türk futbolunu doğru yönetiyor mu?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Şampiyonluklarda etkilediğini düşünmüyorum. Çünkü 35 maçlık bir periyot. Fenerbahçe 80 puanla şampiyon oldu. 81 puanla şampiyon olamadı. Rakibi 83 puanla şampiyon oldu.<span> </span>Bu yeterli bir örnek. Ama ceza konularında %100 hatalı kararlar veriliyor. Bana göre federasyon olarak en büyük problemimiz bu. Örneğin prim veriliyor. Fenerbahçe’ye ceza veriyorsunuz. İzmir’e gönderiyorsunuz. Galatasaray’a, Beşiktaş’a ceza veriyorsunuz. Bu 3 takımın ortalama 20-25 bin civarında kombinesi var. Durup dururken kulüplerin kasalarına kazanç sağlıyorsun. Ama Anadolu kulüpleri için bu geçerli değil. Ceza mı veriyorsunuz, ödül mü veriyorsunuz. Bu yanlış yani.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Yaptırımların güçlü, cezaların caydırıcı olması lazım, canını yakacaksın. Yakmazsan senin canın yanar.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Ntv İspanya ve Alman liglerinin maçlarını yayınlıyor. Orda yorumculuk yapmayı düşünüyor musunuz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Beraber izlerken yorumluyoruz zaten. (gülüyorlar)<b><o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Düşünüyoruz. Barcelona – Real Madrid maçını Okay’la (Karacan) birlikte yorumlayacağız diye konuştuk. Ben maç yorumlamak isterim.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Hocam maç yorumlarken yine “Gol olur” diyecek misiniz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Artık demeyeceğim. Çünkü moda oldu. Herkes söylüyor. Bu arada Güntekin’den tek şikayetim, futbolda çok kelime yok. Belli şeyler. Ama Güntekin yorumlamaya başlayınca bana bir şey kalmıyor. Evet demek zorunda kalıyorum.(gülüyor). Yorum yaratmak zorunda kalıyorum.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Hocam, Fenerbahçe yenildiyse ya da kötü oynadıysa kızgınlığınız belli oluyor…</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Oyuncular iyi oynamadıysa, çok kötü mücadele ettilerse oyunculara kızıyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: 3-0 yendikleri maçtan sonra bile eğer kötü oynadılarsa sinirli olabiliyorum. Mesela Konya, Bursaspor maçlarından sonra ben beğenmediğimi söyledim. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Teknik direktörlüğe neden devam etmediniz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Çalıştığım takımları en az beş basamak atlatmışımdır. Başarılı oldum. Başarısız olmadım hiçbir takımda. Ama şu olabilir, tercihlerde ve ayrılmalarda aceleci davranmışımdır. Her sezon başı 10 tane kulüple görüşüyorum. Ama bundan sonra çok seçici olacağım.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Maçın son dakikaları…</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Beşiktaş maçı başlamak üzere. Daha sorulacak sorularımız var. Onlardan bir uyarı gelmiyor. Ama zamanımızın azaldığını hissediyoruz. Bir ver kaç denemesiyle, futboldan çok uzaklaşmadan son sorularımızı yöneltiyoruz. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Sizin için, hayatınızdaki kadının futbolu sevmesi önemli mi?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Benim eşim futbolu sevmemezlik yapmıyor. O da izliyor. Ama benim programımı fazla izlemiyor. Futbolun konuşulmasından rahatsız olmaz.<span> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Benim kız arkadaşım da öyle. Futbolu çok seviyor. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Siz kimleri okursunuz, izlersiniz?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Hemen hemen herkesi okumaya, fikirlerinden bir şeyler kapmaya çalışırım. Aykırı fikirleri de okurum. Günlük gazeteleri okuyorum. Ama dergileri de takip ediyorum. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Ömer Üründül’ün futbol görüşünü beğeniyorum. Bilgin’in tarzını beğeniyorum. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Bilgin, farklı olmak için farklı değil zaten farklı. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Sizce bütün sezonun en önemli olayı neydi?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Bence genel anlamda Anadolu takımları karşısında 3 büyüklerin kötü bir sezon geçirmesi ve çok puan kaybetmesi ve kötü futbol oynaması.<span> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">RIDVAN: Bence yabancı transferlerin fiyaskosu <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Rıdvan Hoca’ya en başında sorduk. Size de sonda soralım. Bu sene Fenerbahçe şampiyon olur mu?</span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">GÜNTEKİN: Şu anda yakın gözüküyor ama bilemezsin işte neyin ne olacağını. Bugün Kayseri maçını farklı da kaybedebilirdi, farklı da kazanabilirdi. Ama berabere bitti. Fenerbahçe o güveni vermiyor. Ama şampiyonluğa en yakın takım. Ama artık Türk halkı artık şunu bilmeli. Galatasaray geçen sene şampiyon oldu. Bu sene 2. ya da 3. olması normal. Manchester United senelerdir şampiyon olamıyordu. Bu sene şampiyonluğa gidiyor. Belki olacak, belki olamayacak. Her sene şampiyon olmak gerekmiyor. Önemli olan hep zirvede olmak. Şampiyonluğa ulaşırsın ulaşmazsın o ayrı. Önemli olan o rekabetin ve mücadelenin içinde olmak.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Bu arada Beşiktaş maçı başlıyor.Ve hepimizin gözü maçta,birden Rıdvan Hoca ayağa kalkıyor ve Güntekin Onay’a aynen şöyle diyor; “Penaltı verdi hocam”. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif""><o:p> </o:p></span></b><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Şeytan marka giyer!</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">Rıdvan Dilmen reklamcılar için çok iyi bir rol modeli. O da bunun farkında ve bir danışmanlık şirketiyle çalışıyor. Her projeyi kabul etmiyor. Biz de artık bir slogana dönüşen, en çok dikkat çeken ve üstüne en çok konuşulanı sorduk.</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; "><span> </span></span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Neden Beckham’la aynı reklamda oynadınız.</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Ben format bu olmasaydı kabul etmezdim. Beni onurlandıran bir iş olduğu için kabul ettim. İyi de oldu.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Hocam Beckham’la görüşüyor musunuz?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">GÜNTEKİN: Güzel soru.(gülüyor ama Rıdvan Hoca ciddi)</span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Yok.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Beckham örneği Türk futbolcusu için de uygulanabilir mi?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Bizde bizim oğlan var. Pek tutmaz. Zaten tek örnek Beckham, Ronaldinho’yu da öyle yapmaya çalışıyorlar. Ama o da tutmaz.</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; "><span> </span></span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">GÜNTEKİN: İlhan Mansız bir ara denedi. Ama antipatik geldi bizim toplumumuza.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Size reklam teklifi geldi mi?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">GÜNTEKİN: Bana birkaç kere reklam teklifi geldi. Ama açıkçası benim reklamcılarla aram iyi değil. Ben kabul etmiyorum reklam tekliflerini genelde. Çünkü birkaç kere zamanlamayla ilgili problem yaşadık.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KUTU: 90+1</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">“Çocuklar hadi toparlayalım” dedi Rıdvan Hoca. Baktık uzatmaları oynuyoruz. Hatta 90+1 olmuştu bile. Kayıttan çıkmadan, gözümüz hakemde bitirmeye oynadık.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Spor yapıyor musunuz?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Haftada 3 gün düzenli olarak yapıyorum.</span></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">GÜNTEKİN: Ben de aynen. Sigarayı bıraktım, tekrar spora başladım.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Hocam, Tanju’yla görüşüyor musunuz?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Uzun zamandır görüşmüyoruz.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Roberto Carlos’u Fener’e istiyor musunuz?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Ben istemiyorum.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Zico gider mi?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Bilemem ama şampiyon olursak niye gitsin ki?</span><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; "> </span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: Neden siyaset yazdınız?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Sedat Ergin aradı. İzlenimini aktar dedi. Benim izlenimim oydu.</span></p><p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: Sizce Başbakanımız iyi bir Fenerbahçeli mi?</span></b></p><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="font-family: Verdana, sans-serif; font-size: 19px; ">RIDVAN: Evet. Futbolu da çok iyi biliyor.</span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif""><o:p> </o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">SOYUNMA ODASI<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">AYGEN: </span></b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Maçları izlemeyi, futbol hakkında yazılar okumayı, futbol yorumlarını dinlemeyi seviyorum. Nedeni gayet açık. Ofsaytı çok genç yaşta öğrendim. Mahalle maçlarında kız olmama rağmen kalecilik yaptım. Doğal olarak Güntekin Onay da Rıdvan Dilmen de beni büyüledi. Ama en keyifli yanı konuşulanları anlıyor olmamdı. İyi ki futbol var. Geleceğe yönelik dileğimse hep “iyi futbol”. Sözün üstüne söz söylemek olmaz. Ben yazımı en sevdiğim spor yazarı İslam Çupi’nin Rıdvan Dilmen için yazdığı satırlarla bitiyorum. “… Rıdvan futbolda bir insan değil, bir büyüdür, bir sihirdir, oyun alanında…”<b><o:p></o:p></b></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">KEREM: </span></b><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif"">Bence futbolun en keyifli yanı 90 dakikada bitmemesi. Fikrine saygı duyduğum, yorumunu merak ettiğim herkese çok teşekkür ediyorum. Bu keyfi uzattıkları için. İyi futbol adına 90 dakikadan çok daha uzun mücadele ettikleri için. Güntekin Onay’a teşekkür ediyorum.<span> </span>Futbol bilmekle kalmayıp futbolla yaşadığı ve bildiği her şeyi, herkesle paylaştığı için.<span> </span>Ama en çok Rıdvan Dilmen’e teşekkür ediyorum. Çünkü benim futbol kahramanım beni yanıltmadı. Yıllarca Türk futboluna hizmet etti, hala da ediyor. Aynı renklere gönül vermenin büyülü anlamını bir kez daha çözdüm. Bir itirafla bitirmek istiyorum. Sonlara doğru Aygen dışında hepimiz Beşiktaş-Çaykur Rize maçına odaklandık. O anlarda Aygen’in hala soru sormaya çalışması çok keyifli bir anı oldu benim için. Eve gittiğimde aklıma geldikçe güldüm.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:14.0pt;font-family:"Verdana","sans-serif""><o:p> </o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-35054503247684106682011-09-16T11:02:00.000-07:002011-09-16T11:06:11.337-07:00Yalnız Şarkılar<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-FtJQziWDzupUTgZquDqjJX2AcdV7wN0dTHWcV4-MImIQQUPu1_YCCQ77pcBINT4qvn11au77gxoIk-i3zxAu9z_NDdbZZsxK7b_dVPMRqfmSZwW3FHgKXFP4hzUTawBUEGoEKr95xfM/s1600/nick.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:right; margin:0 0 10px 10px;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 273px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-FtJQziWDzupUTgZquDqjJX2AcdV7wN0dTHWcV4-MImIQQUPu1_YCCQ77pcBINT4qvn11au77gxoIk-i3zxAu9z_NDdbZZsxK7b_dVPMRqfmSZwW3FHgKXFP4hzUTawBUEGoEKr95xfM/s320/nick.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5653020277428742898" /></a><br /><p class="MsoNormal"><span class="Apple-style-span" style="line-height: 18px; ">Hastalık nedeniyle arşivden aparttım. Hem de Nick Hornby olur blog'umda. Fena mı olur?</span></p><p class="MsoNormal"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Her kitabıyla gönlümüzü bir kez daha fetheden İngiliz yazar Nick Hornby’nin 2003 yılında yayınlanan kitabı ’31 Şarkı’ yıllardır sabırla bekleyenler için nihayet Türkçe’de. ’31 Şarkı’ Nick Hornby okurları tarafından gizli bir anlaşmasıyla çok muzip sulara kaçmadan yalnızlık şarkıları olarak özümsendi bile. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Nick Hornby ile tanışma! <o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Hayatımın yazarı Nick Hornby ile tanışmam İstanbul Film Festivali’nde izlediğim ve en çok senaristini merak ettiğim High Fidelity ‘Sensiz Olmaz’ sayesinde oldu. Hayatımın yazarı diyorum çünkü High Fidelity’den bu yana Nick Hornby’nin tüm kitaplarını, makalelerini, dahil olduğu karma kitapları okudum. Sinemaya uyarlanan tüm filmleri izledim. Bir gün tanışma hayaliyle cümleler hazırladım. Hornby’nin <span> </span>geç de olsa bizde de yayınlanan kitabı 31 Şarkı’nın Türkçe’de yayınlandığını duyduğum gün akşam olmak bilmedi. Ofisten çıkıp kitaba kavuştuğumda ise her zamanki gibi bitmesin diye yavaş ve dikkatlice okumaya koyuldum. Her güzel şey gibi 31 Şarkı’da çabuk bitti. Geriye kitabı okurken aldığım notları paylaşmak kaldı. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Cenazenizde hangi şarkı çalsın? <o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı, iyi bir yazar olduğu kadar iyi bir müzik dinleyicisi de olan Nick Horby’nin bugüne kadar hayatında bir şeyler ifade eden, bazen aynı duyguları hissettirdiği, aynı temel özellikleri taşıdığı için aynı başlık altında yazdığı 31 Şarkı’nın kısa öykülerinden oluşuyor. Bu öykülerde şarkılar fonda çalarken Nick Hornby, ilk cinsel deneyiminde kafasının içinde çalan şarkıdan, cenazesinde çalınmasını istediği şarkıya, sinemaya uyarlanan ‘Bir Erkek Hakkında’nın soundtrack’inde yer alan şarkılardan, hiç beklemediği anlarda ona büyülü atmosferler sunan şarkılara kadar müzikal arşivinden özenle seçtiği çok güzel şarkıları çok güzel satırlarla<span> </span>anlatıyor. Kitaptaki şarkıların listesine iki paragraf sonra ulaşabilirsiniz. Benim tavsiyem tıpkı benim yaptığım gibi bir yandan şarkıları dinleyip bir yandan da öykülerini okumanız. Dünyanın en iyi insanı olmaya aday Nick Hornby bu noktada da devreye girip kitapta yer alan şarkıların hangi albümlerde yer aldığı içeren bir ‘diskografi’ ile<span> </span>31 Şarkı’yı bitiriyor. Kitap bittiğinde üzülmeyin çünkü şarkılar kafanızın içinde çalmaya devam ediyor.<span> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Hornby ve müzik… <o:p></o:p></span></b></p> <p><span style="font-family:"Calibri","sans-serif";mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-hansi-theme-font:minor-latin">Hornby'nin hayatında ve eserlerinde geniş yer bulan müziğin önemi, yazarın Dave ve Serge Bielanko tarafından kurulan Marah isimli rock grubu ile yaptığı uzun soluklu ve başarılı çalışmalardan da görülebilir. Hatta Hornby grupla birlikte Amerika ve Avrupa turnesine çıkmış, sahneye çıkıp şahsi müzik geçmişinde onun için önemli anları ve yorumcuları anlattığı denemeleri okumuştur. Yazarın </span><a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Bob_Marley" title="Bob Marley"><span style="font-family: Calibri, sans-serif; text-decoration: none; ">Bob Marley</span></a><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-theme-font:minor-latin">, Rory Gallagher ve </span><a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/The_Clash" title="The Clash"><span style="font-family: Calibri, sans-serif; text-decoration: none; ">The Clash</span></a><span style="font-family:"Calibri","sans-serif"; mso-ascii-theme-font:minor-latin;mso-hansi-theme-font:minor-latin"> gibi sanatçılar hakkında yazdığı denemelerin ardından grup bu sanatçıların bir şarkısıyla konsere devam eder. Hornby ve ufak ama yadsınamayacak hayran kitlesi arasında </span><a href="http://tr.wikipedia.org/wiki/Stephen_King" title="Stephen King"><span style="font-family: Calibri, sans-serif; text-decoration: none; ">Stephen King</span></a><span style="font-family:"Calibri","sans-serif";mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-hansi-theme-font:minor-latin"> ve </span><a href="http://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Bruce_Sprinsteen&action=edit&redlink=1" title="Bruce Sprinsteen (sayfa mevcut değil)"><span style="font-family: Calibri, sans-serif; text-decoration: none; ">Bruce Sprinsteen</span></a><span style="font-family:"Calibri","sans-serif";mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-hansi-theme-font:minor-latin"> gibi isimleri barındıran Marah bu projeyi uzun süre yürütmüş ve sonunda tüm denemeleri ve şarkıları içeren bir gösteri hazırlamıştır. Hornby'nin okuduğu son deneme Marah hakkındadır ve bu denemeden itibaren grup kendi şarkılarıyla devam eder.<o:p></o:p></span></p> <p><i><span style="font-family:"Calibri","sans-serif";mso-ascii-theme-font: minor-latin;mso-hansi-theme-font:minor-latin">A Long Way Down</span></i><span style="font-family:"Calibri","sans-serif";mso-ascii-theme-font:minor-latin; mso-hansi-theme-font:minor-latin"> (Düşerken) karakterlerinden JJ, kariyeri yolunda gitmediği için Londra'da pizza servisi yapmakta ve 1999'un son gününde intihar etmeyi planlamaktadır. Karakterin Serge Bielanko'nun Londra deneyimleri esas alınarak yazıldığı düşünülmektedir.<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı’ya dair mühim notlar! <o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoListParagraphCxSpFirst" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%;mso-ascii-font-family:Calibri; mso-fareast-font-family:Calibri;mso-hansi-font-family:Calibri;mso-bidi-font-family: Calibri"><span>-<span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı’nın 18’nin yer aldığı kitapl aynı adı taşıyan albüm 2004 yılında Sony Music tarafından yayınlanmıştı. Israrla arayanlar bu albümü mutlaka bulurlar. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%;mso-ascii-font-family:Calibri; mso-fareast-font-family:Calibri;mso-hansi-font-family:Calibri;mso-bidi-font-family: Calibri"><span>-<span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı ülkemizde geçtiğimiz Ağustos ayında Sel Yayıncılık tarafından yayınlandı. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpLast" style="text-indent:-18.0pt;mso-list:l0 level1 lfo1"><!--[if !supportLists]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%;mso-ascii-font-family:Calibri; mso-fareast-font-family:Calibri;mso-hansi-font-family:Calibri;mso-bidi-font-family: Calibri"><span>-<span style="font:7.0pt "Times New Roman""> </span></span></span><!--[endif]--><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı farklı ülkelerde farklı kapaklarla yayınlandı. Foto Galeri’de görülebilir. <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">31 Şarkı’nın sıralı tam listesi:<o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoListParagraphCxSpFirst"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">1. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=your+love+is+the+place+where+i+come+from"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">your love is the place where i come from</span></a><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%"> - teenage fanclub<br />2. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=thunder+road"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">thunder road</span></a><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%"> - bruce springsteen<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">3. I’m like a bird - nelly furtado <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">4. heartbreaker – led zeppelin<br />5. one man guy - rufus wainwright <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">6. samba pa ti – santana<br />7. mama you been on my mind - rod stewart <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">8. can you please crawl out your window -<span> </span>bob dylan <span> </span><o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">9. rain – the beatles<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">10. <span> </span></span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=you+had+time"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">you had time</span></a><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%"> - ani difranco<br />11. I’ve Had it – aimee mann<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">12. born for me - paul westerberg <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">13. frankie teardrop - suicide <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">14. ain’t that enough – teenage fanclub<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">15. first i look at the purse – the j. Geils band<o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">16. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=smoke"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">smoke</span></a><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%"> - ben folds five<br />17. a minor incident - badly drawn boy<br />18. Glorybound - the bible <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">19. caravan – van morrison <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">20. so I’lI run – butch hancock & marce lacouture<br />21. puff the magic dragon - gregory isaacs <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">22. reasons to be cheerful, pt3 - ian dury and the blockheads<br />23. the calvary cross - richard & linda thompson<br />24. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=late+for+the+sky"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">late for the sky</span></a><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%"> - jackson browne<br />25. hey self defeater - mark mulcahy<br />26. needle in a haystack - the velvelettes<br />27. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=let's+straighten+it+out"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">let's straighten it out</span></a><span style="font-size: 12.0pt;line-height:115%"> - o.v. wright <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpMiddle"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">28. röyksopp’s night out – röyksopp<br />29. frontier psychiatrist - the avalanches <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoListParagraphCxSpLast"><span style="font-size:12.0pt;line-height: 115%">30. no fun / push it - soulwax<br />31. </span><a href="http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=pissing+in+a+river"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">pissing in a river</span></a><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%"> – the patti smith group <o:p></o:p></span></p> <p class="MsoNormal"><b><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Nick Hornby’nin Türkçe’de yayınlanan kitapları: <o:p></o:p></span></b></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Ölümüne Sadakat, Mayıs 2005<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Bir Erkek Hakkında, Haziran 2005 <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">İyi de Nasıl?, Ekim 2005<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Hece Cümbüşü, Aralık 2005<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Düşerken, Mayıs 2006 <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Melekle Sohbet, Temmuz 2006 <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">Futbol Ateşi, Eylül 2006<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">Çat, Kasım 2007 <o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><a href="http://www.selyayincilik.com/kitaptanitim.asp?kod=573"><span style="font-size: 12pt; line-height: 115%; text-decoration: none; ">Shakespeare Para İçin Yazdı</span></a><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt;line-height:115%">, Eylül 2009<o:p></o:p></span></span></p> <p class="MsoNormal"><span class="kitapadi"><span style="font-size:12.0pt; line-height:115%">31 Şarkı, Ağustos 2010 <o:p></o:p></span></span></p>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-76168022953832464992011-09-15T14:22:00.000-07:002011-09-15T14:23:02.367-07:00çıkan kısmın özeti..Bir zamanlar bir hırka bir heves açtığım blog'umda pek yakında güzel şeyler olmaya başlayacak. Umarım paylaşımlarım yerine ulaşır. Orda kimse var mı? :)Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-47579045928877510912011-09-15T13:54:00.000-07:002011-09-15T14:03:37.327-07:00cingi 2<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikdnYRIZcWwMgjahEodKyZx4tDMYThM51pxGl4XkuDTatB14xCJWuDDDtTD9rnr6K3kHaLzb1tbw96CDoNf31gChFypWEWyMO-va9kTqzOl07qJbPYUX4PuF3rqcTXMtSgYRsN0BMlTxQ/s1600/cropped-IMG_0188.jpg" onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 92px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEikdnYRIZcWwMgjahEodKyZx4tDMYThM51pxGl4XkuDTatB14xCJWuDDDtTD9rnr6K3kHaLzb1tbw96CDoNf31gChFypWEWyMO-va9kTqzOl07qJbPYUX4PuF3rqcTXMtSgYRsN0BMlTxQ/s320/cropped-IMG_0188.jpg" border="0" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5652694979530512466" /></a><br /><span class="Apple-style-span" style="color: rgb(68, 68, 68); font-family: Arial, Helvetica, 'Liberation Sans', FreeSans, sans-serif; font-size: 13px; line-height: 19px; background-color: rgb(255, 255, 255); "><a target="_blank" rel="me nofollow" href="http://blog.cingionline.com/" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; color: rgb(0, 153, 153); text-decoration: underline; ">http://blog.cingionline.com</a></span><span class="Apple-style-span"><span class="Apple-style-span" style="font-size: 15px; line-height: 19px;"> dost ve kardeş blog'um cingionline'da Selçuk Sami Cingi'nin heyecanla beklediğimiz 2. stüdyo albümünün kayıt sürecini günbegün sansürsüz takip edeceğiz. Ülkemizde bu anlamda bir ilk olan bu blog umarım bir akım başlatır ve müzik severler olarak dinlediğimiz albümlerin hazırlık süreçlerini, zorlukları, şamataları daha çok izler ve dinleriz.. </span></span>Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3510536467476206550.post-45557463884689960382008-01-26T11:27:00.000-08:002008-01-26T11:29:27.385-08:00İçerde bütün hesabı bana ödettiler..Sesler bir süre sonra birbirine karışıp uğultuya dönüştü. Tıpkı gözlerimi kapayınca son gördüklerimin bulanıklaşıp yok olması gibi. Her şeyi gören gözün göz kapağını bile görememesi gibi. Sesler karıştıkça, etraf karardıkça içime döndüm. Kendimle alış verişimde hesap bayağı yüklü geldi ama ruhum tıka basa doydu. Bütün isteğim buydu.Yaren Aygen http://www.blogger.com/profile/11852417519819902583noreply@blogger.com0