23 Eylül 2012 Pazar



Ayrılıkların da sonu var…

İlhan İrem’e olan sevgimi, saygımı The Cure ve Depeche Mode ekseninde büyümemle ve tuş seslerine düşkünlüğümle açıklayabilirim. Onu tanımam sevmem zor olmadı özetle. Bütün kasetleri var bizde. Birkaç da plağı. Her şarkısını ezbere bilirim. Sadece sözlerini de değil, gitar sololarına kadar. O yüzden dün geceki konser başından sonuna bir rüya gibiydi benim için. Işıkla ve aşkla dolu bir adamın 2 saatlik ayinine katıldık. Kuruçeşme Arena, bu tür özel konserlerde daha da büyülü bir atmosfer oluyor. Ay ışığı, yakamozlar derken uçup gidiyorsunuz. Ama asıl uçacak olan bu güzel konser mekanı. Malumunuz oraya da otel yapacaklar. Neyse ki oteli dün gece yapmaya kalkmadılar da çocukluğumun en önemli rock figürlerinden İlhan İrem’i doya doya dinledik. Elif annesi Aynur Abla ile gelmişti. Ben de Türkay’ı sürükledim yanımda. ‘Aşk İstanbul’da’ konseri 21.30’da ‘Son Selam’ ile başladı. Biz tam o sırada koşarak yerimizi bulduk ve oturduk. Oturduk diyorum çünkü sahne önü dahil oturmalı bir konser düzeni vardı.

Işık ve sevgi…
Bilenler bilir İlhan İrem, her konserine ışık ve sevgiyle başlar. Öyle de bitirir. Dün gece O’nun çağrısına kulak verenler çok güzel bir konserin yanı sıra; şarkı aralarında ülkenin içinde bulunduğu duruma ilişkin önemli görüşlerine, bu kaosta kendi yerini çok iyi belirleyen, kendini çok güzel ifade eden haline de tanıklık ettiler. İşte Hayat’ı, Boş Ver Arkadaş’ı, Don Kişot’u hep birlikte söyledik. Beş bin kişi ‘Hayır Ben Değilim’in sonunda ‘Hayır’ diye bağırdık. Sesimiz, isyanımız bir yerlere gitmiştir diye dua ettik.

Konuşamıyorum.. Anlasana..
İlhan İrem, en sevdiklerimizden ‘Konuşamıyorum’un sonunda “Bütün her şey ‘Konuşamıyorum’la ‘Anlasana’ arasında gidip geliyor 40 yıldır” dedi ve ‘Anlasana’ya geçti. Bütün şarkılardaki heyecanı ve samimiyeti çok güzeldi. Konfetiler patlayıp konser bitince çağrımıza kulak verip yeniden sahneye çıktı ve sahnenin önünün oturmaktan vazgeçip ona ulaşmaya çalıştığı güzel bir atmosferde 2 şarkı daha söyledi.

İyi - kötü…
En başta davulda Aydın Karabulut olmak üzere orkestra anlamında kusursuz bir performans sergileyen ‘Grup Sevecen’, uzun uzun dinlediğimiz ney, çok güzel bir ışık ve sahne tasarımı, semazenler ve bir şarkıda izlediğimiz balerin konserin artılarıydı. Konsere bilmeden gelen aralarda espri yaptığını sananlar da eksileri.


Ayrılık…
İlhan İrem’e nefis bir konser DVD yakışır. Keşke yapılsa. O küsmüş biri değil bence. Öz bir adam sadece. 



fotoğraflar: elif durgun