27 Ekim 2011 Perşembe

Van'a yine bahar gelsin diye...

Van'da yaşanan depremin yaralarını bir nebze olsun sarabilmek adına bu pazar 'VanİçinRock' var. Açılış konseri Hayko Cepkin'den.

Van ve Hayko Cepkin'in yeri bende apayrıdır. 2008 baharında Hayko Cepkin' Konseri için gitmiştik Van'a. Neredeyse dört yıl olacak. Aşağıda o günlerde yazdığım ve Dream Dergi'de yayınlanan bir yazı var. Van'a yine bahar gelsin, yeniden konserler olsun, şarkılar söylensin diye...

‘Hayko’ Doğudan Yükselir!

‘Tanışma Bitti’ albümünün tanıtım turnesi kapsamında memleket topraklarnı karış karış dolaşan Hayko Cepkin'in peşinden Türkiye'nin en doğusuna, Van'a gittik. Ve gördük ki tanışma çoktan bitmiş. Hayko en batıdan en doğuya gençlerin gönlünü fethetmiş.

Soğuk bir Şubat günüyü. Hayko Cepkin'in Türkiye turnesinin tüm duraklarını içeren bir mail aldım. Diyarbakır, Batman ve Van'ı listede görünce ne yalan söyleyeyim biraz şaşırdım. Yayın yönetmenimiz Şafak Ongan benimkinden farklı bir tepki gösterdi. Bana Van konserini çekmemiz gerektiğini anlatırken çok heyecanlıydı. Hayko Cepkin Van'a gidiyordu. Biz de peşinden gidecektik. Van Türkiye'nin en doğusuydu. Orada da Hayko Cepkin dinleyen, Dream TV İzleyen, Dream Dergi okuyan gençler vardı. Bunu kaçırmak olmazdı.

17 Mart 2008: İstanbul'da sıcak bir bahar günü. Uçağa atlayıp Van Gölü'nün üstünden geçip Van'a ulaştık. Herkes “soğuk olur” diye uyarmıştı ama Van'a çoktan bahar gelmişti. Bir önceki gün Diyarbakır'da 1500 kişilik coşkulu bir seyircinin karşına çıkan Hayko Cepkin ve ekibi sabah 05.00'te Van'a gelmişti. Onlar uyurken biz kısa bir Van turu yaptık. Konser saati yaklaşınca da Van Kapalı Spor Salonu'na doğru yola çıktık. Sahne kurulmuş, soundcheck için Hayko bekleniyor. Ve Hayko… Dinlenmiş, huzurlu ve mutlu bir şekilde gelip bize "Hoş geldiniz" diyor ve koyu bir muhabbet başlıyor.


İstanbul'u özledin mi?
İstanbul çok karışık, kaos. Ben yollarda olmaktan çok mutluyum. Temiz hava yollar... Türkiye'yi dolaşıp konser vermek müthiş bir şey. Birkaç olumsuz ey dışında tüm konserlerimiz harika geçti. Ama motorumu ve sevdiklerimi özledim o ayrı.

Van'ı sevdin mi?
Henüz dolaşma fırsatım olmadı. Ama otelimiz göl kenarında. Hava çok güzel. Buraya gelirken şarkıya konu olmuş Malabadi Köprüsü'nden geçtik. (Şarkıyı söylüyor.) Çok güzeldi. Bunları görme fırsatımızın olması harika.

Her gün konser var. Bu yoğun tempoda nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsun?

Aslında her gün konser şöyle var. Dört gün ard arda konser. Sonra üç gün dinleniyoruz. Bu akşam Van'da sahne alacağız. Ardından üç gün tatil. Sonra da Kars'ta konserimiz var. Günde sekiz saat uyumaya ve fırsat buldukça spor yapmaya özen gösterince her şey yolunda gidiyor.

Yavaş yavaş turnenin sonuna doğru yaklaşıyorsunuz. Ufukta neler var?


Bu yıl konserlerle bitecek. Arda projeler oluyor. En son Teoman'ın tribute albümünde 'Gökdelenler'i söyledim ki çok sevdiğim bir Teoman şarkısıydı. Üç Hürel'in tribute albümünde de yine bir şarkı söyledim. Başka teklifler var, projeler var. Onlarla ilgili görüşmeler devam ediyor. Ama biz yazla birlikte katılabildiğimiz kadar festivale katılıp bu yılı böyle bitireceğiz. 2009'un başından itibaren de yeni albüm için kapanacağız.


Bundan altı gün önce doğum günündü ve çok güzel bir hediye aldın. Neler hissettin?

Fanlarım tarafından kurulan bir site. Stüdyoya girip 'Sıkı Tutun'u benim için söylemişler kaydetmişler. Hediyeyi aldığımda çok bir şey söyleyemedim. Şimdi de söyleyemiyorum. Sadece şunu söyleyebilirim: Hayatımda aldığım en güzel hediyeydi..

Yaren Aygen DEMİR



14 Ekim 2011 Cuma

İyi Müzik!






























Az laf çok fotoyla anlatacağım. Geçtiğimiz cumartesi akşamı Selçuk Sami Cingi'nin Hayal Bistro'daki konserinde bir şey farkettim. Herkesin konuştuğu, dinlediği müziklerin dışına biraz çıkınca kendinize en büyük hediyeyi veriyorsunuz. Cingi'nin 2. albümüyle ilgili şimdi çenemi sıkı tutmam gereken bir dönem :) Ama bilmemiz gerekenleri tam da buraya yazıyor günbegün. Ama geçtiğimiz cumartesi akşamı sürpriz konuklarla çok iyi hazırlanmış akustikle başlayıp, güzel cover'larla devam eden ve doğaçlama biten bir konser gecesi yaşadık. Deli kalabalık değildi bu yüzden de Cingi bize eve çağırmış gibi takıldık, eğlendik, kulaklarımıza güzel sesler hediye ettik. Yine geçtiğimiz salı akşamı Erkan Oğur, Derya Türkan ve Vincent Segal'i Aya İrini'de farklı melodilerinin ayini olarak niteleyebileceğim bir konserde izledim. Konserin yarısında çıkmaya çalışırken Erkan Oğur'dan iyi bir ayar alan hanım ablayı saymazsak her şey kusursuzdu.

Son olarak da az önce koşup geldiğim Borusan Müzik Evi'nin açılış konseri var. Mercan Dede'nin misafirleri; Ceza ve Hüsnü Şenlendirici idi. Önce Mercan Dede'nin seti ve canlı orkestrasıyla güzel şeyler dinleyip, sonra semazenle daha da ruhanileşen bir gösteri izledik. Ceza, Mercan Dede ile ilk ortak çalışması 800 ile açılışı yapıp, 3-4 şarkılık minik bir konser verdi. Mercan Dede dinleyicisi Ceza'yı hemen kabullenip 'Holocoust'ta 'mamammammammiii' diye bağırmaya başladı. Gecenin son konukları Hüsnü Şenlendirici ve çetesiydi. Çete diyorum çünkü siyah ve ağır abiler. Ama klarnet sesi ve yetenek her şeyi unutturdu.

Notcuk: Bu konserlerin hiç birinde, sağda solda çok güzel ahkam kesen müzik eleştirmenlerini görememem de ayrı bir keyifti :) Onlar canlı müzik dinlemek yerine sağdan soldan duyduklarını yazmaya devam etseler de iyi müzik doğru adrese bir şekilde ulaşıyor.

2 Ekim 2011 Pazar

Kreş'ten Zakkum'a...


Hastalıktı hazırlıktı derken uzun zamandır konsere gitmiyordum. Dün gece acısını çıkardım. Arkadaşlarımın tüm ağırkanlılığına rağmen Bronx Pi'ye girdiğimizde Kreş konserin başlarındaydı ve Terli ve Kirli çalıyordu nefis bir sound'la. Yeni albüm 'Çıplak'tan şarkıları ilk kez canlı dinledim. 'Jamaika', 'Gül Açan Dudaklar' ve 'Bu Şarkı' hem nefis hem de herkes çoktan ezberlemiş bile. Yarım Kalan Şarap'ı Zakkum Konseri'ne doğru uzadığım için maalesef bu kez kaçırdım. Ama bir saatlik konser dinletisi boyunca süper insan tonemaister Berk Kula'nın da katkılarıyla cayır cayır bir Kreş dinledim. Özlemişim. İyi geldi. Gelelim en son 8 Nisan'da lansman konserinde yine Hayal Bistro'da izlediğim Zakkum'a... Onlar Ankara'dan benim için kalkıp gelmişler gibi hissediyorum her defasında çok mu bencilim bilemiyorum. Zakkum sahnede sadece şarkı söylemiyor, şov var, hüzün var, en önemlisi de samimiyet var. Yusuf'un sataşmaları, Cem'in pasları da cabası. Bir de ben hiç sevmem ama Ebru Gündeş'ten 'Kaçak' cover'ladılar ki hemen hem Zakkum'u hem de Ebru Gündeş'i en iyi bilen Gamze'ye (Elgin) mesaj attım. Onun tepkisi bu cover'ın güzelliğini daha iyi anlatıyor.. OOOOVVV KAÇAK :)

Kreş'i de Zakkum'u da ayrı ayrı çok sevdiğim için dün iki konserden de bir saatlik nefis anlar hediye ettim kendime. Sırada 08 Ekim Cingi ve 15 Ekim Kurban konserleri var.

Ortak payda: Sanırım bir süre gece konserlerinde bol bol Teoman şarkısı dinleyeceğiz. Teoman müziği bırakmış gibi olmayacak böylece. Kreş'in zaten muhteşem cover'ladığı 'Bugün'ü Teoman'a selam çakarak söylediler bu kez. Zakkum ise önce Teoman potborisi yapıp sonra ilk albümlerinde Teoman ile düet yaptıkları

Her iki konserin de beni en çok mutlu eden tarafı yanımda anırarak gülen ya da carcar konuşan tipler yerine sahneye konsantre olmuş mükemmel izleyicilerin arasında olmamdı. Yaşasın bilinçli fanlar!


Bilgi - Belge: Kreş konser fotoğrafını Serkan Fidan'dan aparttım. Kendisini konserde görmedim ama gelmiş sanırım. Adamın elinde belge var. Zakkum Konseri'nde bağırmaktan, coşmaktan fotoğraf neyin çekemedim. Zaten melek gibiler çeksem de çıkmayabilirdi .)