19 Ekim 2017 Perşembe

Basketbola bağlılığımızı bildiririz!

‘Bilmezdik şarkıların bu kadar güzel, kelimelerinse kifayetsiz olduğunu’* kalbimize basketbol ateşi düşmeden önce… Biz basketbolu en çok ’12 Dev Adam’la ve şarkısıyla sevdik. Her maçta bağıra çağıra söyledik. Şimdi başka bir rüyanın peşinde basketbola bağlılığımızı yeniden bildiriyoruz. Hep bir ağızdan ‘I Feel Devotion’ diyoruz!


Spor ve müzik birleşince…
Maç dediğin şeye el ele kol kola gidilir. Yenilir, içilir, sevinilir, ağlanır ama en çok hep bir ağızdan şarkı söylenir. Şarkılar tezahüratlara, aşklar; futbola, basketbola dönüşür. Tribünlerden yükselen bu sesler zaman içinde kulüplere, kupalara, şampiyonalara ilham kaynağı olmuş ve bir çok özel organizasyon için, önemli sanatçılara kupa şarkıları, milli takım marşları sipariş edilmiştir. Bu organizasyonlara en güzel örnek 80’lerden beri süregelen bir gelenekle 4 yılda bir yeni bir şarkıyla karşımıza çıkan FIFA Dünya Kupası’dır. Sporun gelişimine paralel bir hızda ilerleyen müzik sektörü günümüzde, özellikle Dünya Kupası söz konusu olduğunda tüm imkanlarını seferber etmektedir. Yaklaşan Brezilya 2014’ün kupa şarkısı, popüler müziğin en üretken isimlerinden Pitbull’a emanet edildiğini yakın zamanda hepimiz öğrendik. ‘We are One’ (Biz Biriz) adını taşıyan şarkıya ses verecek diğer ünlüler de yine çok popüler bir isim Jennifer Lopez ve Brezilya’nın önemli seslerinden Claudia Leitte.

Şarkım Sevgi Üstüne**
Dünya Kupası’nın unutulmaz şarkılarına, futbolun mabetlerinden yükselen neredeyse saygı duruşunda dinlediğimiz Şampiyonlar Ligi şarkısına, Brit rüzgarlarıyla tüm dünyaya ulaşan ve asla yalnız yürümememizi öğütleyen ‘You’ll  Never Walk Alone’a ilerleyen satırlarda değineceğiz. Biz şimdi hızlıca konumuza dönüş yapalım ve mini ‘I Feel Devotion’ dosyamızı açalım.
Aslında ‘I Feel Devotion’ı (Bağlılığı Hissediyorum) 2006 yılında duymaya başladık. Ama asıl etkisini görmek için 2013’e kadar beklememiz gerekti. Beklerken de bugüne kadar yapılmış en güzel basketbol marşlarından biri ’12 Dev Adam’ bu topraklardan çıktı ve Türkiye A Milli Basketbol Takımı, Athena’nın şarkısının yarattığı itici güçle önemli başarılara imza attı. “Kalbimizden kopuyor bu şarkı sana, sanmasınlar ikimiz ayrı yollarda” diye başlayan 12 Dev Adam marşı, sözlerinden de anlaşılacağı üzere basketbol sevgisine bir güzellemeydi. 2001 yılında Türkiye’de düzenlenen Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda dinlemeye başladığımız şarkı, o günlerde Avrupa basınında da övgüyle bahsedilen bir basketbol olayı haline gelmişti. 12 Dev Adam da şarkıdan ve taraftarlardan aldığı güçle Avrupa 2.’si olmuştu.
Bu ara bilgiden sonra ‘I Feel Devotion’a yeniden döndüğümüzde karşımıza, 2009 yılında şarkıyı söyleyip Euro League’e gönderenler arasında gerçekleşen ödüllü bir yarışma çıktı. Ödül, Euroleague’ın bir sonraki yıl tanıtım filminde oynamak bir anlamda ünlü olmaktı. Günümüzde ise şarkı Euroleague tarafından bir tanıtım aracı olarak, NBA’in sloganı ‘I Like This Game’ ile Şampiyonlar Ligi’nin şarkısı arasında bir yere konumlanmak isteniyor. Hatta Euroleague’in sloganı bile ‘I Feel Devotion’.

Bağlanma korkusu…
Gelelim Euroleague’in tüm bu tanıtım telaşı içinde gözden kaçırdığı küçük ayrıntılara. Euroleague’in resmi sitesinden ‘I Feel Devotion’ın bestecisi, yapım yılı gibi önemli bilgilere maalesef ulaşamadım. Konuyla ilgili Euroleague’e gönderdiğim e-posta’ya cevap alamadım. İnternette yaptığım çok derin araştırmalar da sonuçsuz kaldı. Bağlılığın bu kadar yoğun olduğu bir şarkıyla ilgili yetkili makamlara bağlanamamak açıkçası beni biraz korkuttu. Ama bu demek değil ki her maçtan önce ayağı kalkıp bu şarkıyı söylemeyeceğim. Basketbola bağlılığımızı İsmet Badem’in yıllarca söylediği gibi ‘Yüzünüzden tebessüm, kalplerimizden basketbol sevgisi eksik olmasın” sözleriyle bir kez daha bildiriyoruz. Çünkü ‘I Feel Devotion’.

*Orhan Veli’nin ‘Anlatamıyorum’ şiirinin girişi.
**Seyyal Taner ve Lokomotif’in 1987 yılında Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil ettiği parça.

Bu Şarkıları Unutursak Kalbimiz Kurusun!
You’ll Never Walk Alone: (Asla Yalnız Yürümeyeceksin)
Liverpool tribünleriyle özdeşleşen ve fena halde hayata benzeyen futbolu en güzel özetleyen bu şarkı, aslında Rodgers ve Hammerstein müzikali için yazılmıştır. 1963 yılında, İngiliz grup Gerry and The Pacemakers şarkıyı yeniden yorumlamış ve ‘You’ll Never Walk Alone’ bu haliyle aynı yıl Liverpool’un stad hoparlöründen ilk yükselişinden bugüne takımın resmi şarkısı olmuştur. Ayrıca şarkının sözleri 2 Ağustos 1982'de Liverpool’un eski yöneticlerinden Bill Shankly'nin onuruna Liverpool’un stadı Anfield Road'un girişine yazılmış, 1985’te yaşanan Bradford yangınında yaşamını yitiren bir taraftar anısına da şarkı yeniden kaydedilmiştir.
Şampiyonlar Ligi Şarkısı: Futbolun en güzel fon müziklerinden Şampiyonlar Ligi Şarkısı’nın orjinali, 18. Yüzyıl’ın önemli bestecilerinden Alman George Frideric Handel’in ‘Zadok the Priest, Coronation Anthem No. 1 uzun isimli eseri. UEFA’nın görevlendirdiği bir diğer besteci Tony Britten tarafından modernize edilen şarkı, Kraliyet Filarmoni Orkestrası tarafından yeniden yorumlanmış ve  organizasyonun 3 resmi dili olan İngilizce, Almanca ve Fransızca’yı içeren sözler yazılarak bugünkü şeklini almıştır.
Dünya Kupası Şarkıları: İlk FIFA Dünya Kupası şarkısı 1962 yılında Şili’nin ev sahipliği yaptığı kupada Los Ramblers tarafından seslendirilen ‘El Rock del Mundial’dir.  Yıllar içinde en çok dikkat çeken Dünya Kupası şarkıları ise;
-1982 İspanya ‘Plácido Domingo – Mundial ‘82’
-1998 Fransa ‘Ricky Martin – La Copa de la Vida’
-2002 Güney Kore & Japonya ‘Anastacia – Boom’
-2010 Güney Afrika ‘Shakira – Waka Waka’